Hatırlayın, geçen yıl yapılan Ticaret ve Sanayi Odası seçimi hayli çekişmeli geçmiş, yaklaşık 10 bin üyesi olma ötesinde, kentin en büyük sivil toplum kuruluşu sebebiyle, bir yerde kentin en etkin harekete alanı iken, özellikle bu son seçimlerde oda çatısını oluşturan meslek komiteleri önem kazanmıştı.

Düne kadar Ticaret ve Sanayi Odasında kaç Meslek Komitesi var, başkanları kimdir, bilinmez, sorulmaz, sorgulanmazdı.

Öğrenmiş olduk, 29 Meslek Komitesi, Oda çatısını oluşturuyor.

Yine söylüyorum, çoğunu tanımayız. Aklımızda kalan 2 isim var.

Meslek Komiteleri, Başkanlığını Ahmet Kuybu’nun yaptığı Esnaf ve Sanatkârları Odalar Birliğine bağlı esnaf odaları gibi. Başkanları var, üyeleri var, üyelerinin sorunlarını çözümü, mesleki yaşantılarını kolaylaştırma adıyla hem başkanlarının elini güçlendirirler, hem de toplumsal hayatın gelişmesine katkı sağlarlar.

*

Bugün size 2 isimden söz edeceğim. İkisi de Ticaret ve Sanayi Odasına bağlı, komite başkanı. Kendi alanlarında ve sektörel bazda güçlü isimler.

Durmuş Karcıoğlu… İnşaat malzemeleri satan patron. Bizim de, KENT KULİSİ’nde canlı yayın konuğumuz olmuştu 6 Şubat depreminden 3 gün önce.

Aslen Elbistan’lı.

Oda seçiminin en renkli, hareketli simasıydı. Seçimi kazanmış, başarıyı şova çevirmişti adeta. Davullu zurnalı kutlama unutulmadı daha.

Aynı zamanda da TSO Meclis Üyesi ve düzgün adam, dobra adam, yalanı-riyayı bilmeyen adam. Net adam, gözünü budaktan, sözünü dudaktan sakınmayan lidere vasıflı patron.

Bugüne kadar mesleki ve siyasi sabıkasını duymadığımız adam gibi adam.

Aşına, işine ve memleketine sadık, toplumsal gerçeklere karşı fikrini beyan edecek kadar açık sözlü, ülkenin ve yaşadığı bölgenin sorunlarını büyük harflerle, üstelik de üst perdeden haykırabilme cesaretine sahip adam.

Bir örnekle yetineyim; 6 Şubat depremiyle birlikte herkes şehri ihya ve inşa etmeye kalkışırken, Durmuş Karcıoğlu, kent merkezinde kurulan esnaf çarşıları için; “Otoparksız çarşı olmaz. Planlama yapılırken mutlaka yer altında otopark da yapılmak zorunlu” demişti.

Ben de bir ekleme yapayım, şehir Kıbrıs Meydanından Müftülüğe kadar uzanan koridorda konteyner dolu, ama aralarında bir umumi WC yok.

Kentin sevgili Karcıoğlu gibi duyarlı, hassas ve aykırı düşüncelere sahip, aykırı fikirleri olan işadamlarına ihtiyacı var.

*

Gelelim ikinci komite üyesine, sevgili Erdal Kanbur’a. Senelerin esnafı, senelerin Lokantacılar Odası Başkanı.

Hem firması, hem şahsı, bu şehirde marka olmuş isim.

Kurumların, marka ve firmaların hataları olabilir. Onları da insanlar yönetiyor nihayetinde. Kimse kusursuz değil. Ama biz kendimizden başkalarını, aynaya bakmaya gerek duymadan eleştirmeyi, daha ileri giderek, hadsizleşerek yerden yere vurmayı seviyoruz.

Klavyenin başına geçen, kamerayı omuzuna takan çemkiriyor, fikir beyan etmek dururken, yapıcı eleştiri dururken, Allah ne verdiyse, insafsızca vur abalıya misali, hakaretin bini bir para. Bir de, Kıbrıs Meydanında, ilk 2 kiriş ve kolonları depremde yıkılan, ağır hasarlı olup da yıkılmamak için direnen, (iki destekle aakta duruyor) inat eden, ettirilen işyeri ile kolon ve kiriş kesenleri görmeyip, aklını Yaşar Pastanesi ile bozanlar...

Sonra... Yaşar Pastanesi 4 bölümden, yani 4 kişinin ortak malı, Yaşar Pastanesi orada kiracı. Bu 4 kişiden biri de MADO. Otelin altındaki 4 parça işyerinin tamamından Yaşar Pastanesini sorumlu tutmak, ne kadar vijdanı gerektirir? 

Eleştirin, bu sizin hakkınız. Ama eleştiri hakareti gerektirmez!

*

Erdal Kanbur ve dünya markası MADO bu şehrin değeri. Mesleki hafızası. Bizlere düşen, insanları dünya markalarımıza, firmalarımıza sahip çıkmak.

Bir bardak suda fırtına koparmadan, bir şişe su ile aklımızı bozmadan depremin acıları taze iken birbirimize kol kanat germek, acılara ortak olmak, yaraları sarmak.

Bakın, bir yüzyılın depreminde bizleri ne lüks arabalar, ne o pahalı akıllı evler, sağda solda biriktirdiğimiz liralar-dövizler ve ihtişamlı bağ evleri kurtardı.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol