banner1483

Seneler önce, ben deyim 8, siz deyin 10, bir alış-veriş için gittiğimde tanıştım Akdo ile. Tuttum, bir köşe yazısı yazdım, ne yazdığımı da hatırlamıyorum, çünkü uzun zaman geçti aradan. Yazıyı yazarken, ne sahibi sevgili Ahmet Davarcıoğlu’nu tanıyordum, ne de sevgili müdürlerini, ne de çalışanlarını.

İçimden gelmişti. Zaten kimsenin bana silah zoruyla yazı yazdırma şansı, olmadı, olamazdı da. Yüreğimden dökülen cümlelerdi o günkü yazıma konu olanlar.

*

O seneler yazdığım yazının ardından bugüne kadar, bu nezih firma ile olan düşüncem değişti mi derseniz, cevabım hayır olacaktır. Asil azmaz, bal kokmaz düşüncesinden yola çıkarak, o vakitler yazdığım yazının altına bir kere daha imza atabilirim. Emin bir şekilde.

Zaten bugün Akdo Saray’ın müdürlüğünü yürüten sevgili Ömer Kandilcik ve bugün de Esentepe Şubesinin müdürlüğün üstlenen sevgili Ahmet Berk ile tanışmam da birkaç gün sonra olmuştu.

Ve patronları sayın Ahmet Davarcıoğlu ile de…

*

Peki, bu yazı neden icap etti diye soracak olursanız, izah edeyim.

Birkaç gün önce, AKDO yönetim kurulu başkanı sevgili Ahmet Davarcıoğlu ile Esentepe şubesinde oturur, çaylarımızı yudumlarken, o seneler önce yazdığım yazı gündeme geldi. Davarcıoğlu da, yazıdan yanında oturan yakışıklı ve karizmatik oğluna bahsetti. Ahmet Bey’in 3 oğlu var. Pırıl pırıl, ileride babalarının işletmelerinde sorumluluk alabilecek delikanlılar.

Mert Ali, Erkan ve Muharrem Çınar… Yarın, ilerleyene senelerde, babalarının en büyük yardımcısı olacaklar, yani potansiyele ve hazır veliaht…

*

Tabi bu başarıda, bu büyümede Genel Müdür sevgili Ali Davarcıoğlu’nun da katkılarını, emeklerini inkâr etmemek gerekiyor. Sevgili Ali Davarcıoğlu, AKDO’ya enerjisini ve heyecanını da katıyor.

Tırnakları ile kazıya kazıya yazılan başarı hikâyeleri kolay yazılmıyor. Yazılırken, bir marka yaratılır, sektöre can suyu olur, rekabeti getirirken,  kişiler bedel ödemek zorunda kalıyor. Bugünlere kolay gelinmedi elbette.

Mutlaka maddi ve işyeri işletmeye dayalı zorluklar, sıkıntılar da olacaktır. Zorluklar aşılır, sıkıntılar yenilir. Yeter ki azim olsun, yeter ki kararlılık olsun! Yeter ki insanlar başarıya odaklansın, ‘Bu hikâyede ben başrol oyuncusu olacağım!’ desin.

Nereden nereye…

Bugün 42 yaşında olan Ahmet Davarcıoğlu ile otururken, bana 17 yaşındaki fotoğrafını gösterdi. Tığ gibi delikanlı. Eski imalathaneleri olan Fatih Mahallesindeki Onur Sitesi arkasında, 22 sene öncesinin teknik ve çalışma-imalat imkanları ve müşteri potansiyeli göz önüne alındığında, işletmeler teknoloji ile bu kadar buluşmamışken, teknik imkânlar olabildiğince kısıtlı iken, çalışma ortamları olduğunca yetersiz iken, AKDO, Davarcıoğlu ile sıçrama yaptı, gelinen noktada pasata ve dondurma sektöründe ivme yakaladı. Haliyle şube sayılarını artırdı. Kent merkezinde 8, Adana’da 2, Gaziantep’te 2, Şanlıurfa ile Pazarcık, Elbistan, Göksun ilçelerindeki şube sayısı ile kendini, rüşdünü, ürün ve hizmet kalitesini isbat etmiş firma iken, sevgili Davarcıoğlu çok mütevazı, çok kalender.

*

Reklamı, şovu sevmiyor. Önüne gelenle ve canı isteyenle dondurma şov peşinde de değil. Sade, yalın bir iş ve aile hayatı olan sevgili Ahmet Davarcıoğlu’na, sevgili müdürlerine, çalışanlarına sevgiler gönderiyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol