Dönmeyip ne yapacaklar? Plan deseler, proje deseler, yatırım deseler, hizmet deseler hangi para ile hayata geçirecekler. Evet, seçim sürecinde vatandaşa bir sürü vaadler verildi, alkışlandılar, aferin aldılar belki ama hangi para ile verilen sözler yerine gelecek!
Seçim öncesi vaadlerde bulunmak kolay. Zor olanı bu vaadleri gerçeğe dönüştürmek.
İyi güzel de, zaten AK Parti kurulduğu günden bu yana, özellikle iki dönem planlar ve projeler hayata geçti, vatandaş hizmet gördü. Bu ülkeye yaptıklarını buraya sığdırmak zor. Allah razı olsun, Cumhurbaşkanımıza Rabbim uzun ömürler versin!
*
Şimdi ise, lay-lom…
Yalancı bahar gibi rutine döndü belediyeler. Ne altyapı, ne plan, ne proje. Rafa kalktı hepsi. Dedim ya, son iki dönemdir hizmet veren belediyeler ilçelerini, merkezi ihya ettiler, hizmete boğdular. Fakat şu kör olası pandemi ve hiç beklenmedik bir zamana kapımızı çalan, 6 Şubat depremi her şeyi alt- üst etti, binlerce canımız gitti, hayallerimizi-hatıralarımızı yıktığı kadar hem ülke, hem şehir ekonomisini ciddi hasar yaşadı.
*
İktidar veya muhalefet olmanız fark etmez, ama bir gerçeği vardı ülkenin, ilk yıllarda ülke ekonomisi refah açısından mükemmeldi. Ak Partinin ilk 2 dönemi hizmetler, başarılar, planlar-projeler ve yatırımlarla geçti.
Hem siyasi, hem ekonomik istikrar vardı ülkede.
Özellikle 2011’den sonra gerek siyaset, gerek ekonomi yokuş aşağı inmeye başlayınca, ödemeler dengesi alt-üst olunca, bütçe siyasete ayak uydurdu, açık vermeye başladı.
Siyasi kavgalar, çekişmeler, hizmetin, yatırımların önüne geçince, vatandaşın da siyasete güveni kalmadı.
*
Özellikle son senelerde belediyeler ciddi bir borç yükü altında ezildiler. Esnafa, maliyeye, SSK’ya ve İller Bankasına borçları arttıkça arttı, vatandaşa verdikleri sözü tutma noktasında özel veya devlet bankalarından alınan kredileri de (muhalefet belediye ise özel veya devlet bankalarından alınması zorunlu hale gelen krediyi bırakın bir tarafa zırnık bile koklatmazlar size!) ödeyemeyince, mali yapıyı disiplin altına almakta zorlanınca, vatandaşa verilen vaatler rafa kalktı, havada kaldı ve belediyelerde mecburen rutine sığındılar.
Sabah işe gelen başkanlar, koltuğa oturur oturmaz soruyorlar; Oğlum bugün programda neler var?
Cevaplar iktidar veya muhalefet parti fark etmiyor, hep aynı; ‘Başkanım, falan meclis üyesinin oğlunun düğünü var, falana muhtarın anası ağır hasta, ona geçmiş olsuna gidilecek, falan mahalleye bir ölmüş tavuk dürümü işyeri açıldı, onun açılışına gidilecek, gece de mahallenin ulu çınarları programı çerçevesinde yaşı 80’i geçmiş Ökkeş emmi’nin evine gidilecek, vs…’
Uzadıkça uzatın siz de…
*
Zaten İller Bankasından gelen para kuruma gelene kadar kuşa dönüyor. SGK borçları bir tarafa, bilmem ne payı bir yana, gelen para ancak personel giderlerine, hele bir de kuzey ilçelerindeysen, bırak personel giderlerini, kışın yakıt parasından ve karla mücadeleden başını alamıyorsun.
Bütçe yamalı bohçaya dönüyor, sende de cep delik cepken delik, oturup kara kara düşünüyorsun, beki de ‘Ulan bu derdi başıma nereden sardım, yaptığım hamallıktan başka bir şey değil. Tadım tuzum kalmadı, özel hayat zaten bitti, çocukların yüzünü dahi göremez olduk!’ gibisinden yakınmalar, pişmanlıklar yakanı bırakmıyor.
*
Ama bunların olabileceğini biliyordun. Bile bile lades dedin. O vakit belediyeler ağlama duvarı değil. Sızlanacaktın, biliyordun borçları, bütçeyi, ne diye aday oldun diye sorarlar adama.
*
Geçmişten bugüne kadar bir Millet Bahçesi diye tutturdular. Bakın yakın bir ilçeye Millet Bahçesi yapıldı, ki yarım kaldı belediye başkanı değişince, (ki muhalefete geçti) akıbeti meçhul.
Gazete haberlerine bakıyorsun, ülke Millet Bahçesi çöplüğüne dönmüş. Harcanan dünya kadar bütçe de cabası. Bataklığa, milletin parası çöplüğe atılmış!
Ama dünyanın parası aktı oraya. Aktı ve kim bilir kimler ne kadar sebeplendi, bilen yok!
Bir de, artık belediyeler bahçe, lokal, park, sosyal tesis gibi yerleri işletmekten vazgeçmeli. Ona personel, ona bütçe, zaten cebin delik cepkenin yırtık, özelleştir, rahat et.
Belediyeler esnaflık yapmamalı. Bırakacaksın bu işleri artık! Kendi asıl işlerine odaklan, vatandaşa verdiğin vaadleri hatırla ve yerine getir.
Tamam, bırakacaksın düğünü, falan bürokratı ziyaret edip hayırlı olsun demeyi, bırak ölmüş tavuk dürümü açılış haberini, bırak ulu çınar dediğin hasta ziyaretini, aslına dön, kendine gel diyeceğim de, atı alan Üsküdar’ı geçti mi ne?
*
Bugün menüde ne var diye soracak olursanız, sayıyorum başkanım;
Falan mahallenin muhtarını ziyaret. Bizden…
Falan kahvede vatandaşlarla sohbet.
Kaldırım ve kilit parke yapımını kontrol edip çalışanlarla halvet etmek.
Falan mahalleye asfalt dökülecek, başında durmamız, çalışmaya refakat etmemiz lazım!
Biz partiden, bize oy veren bir arkadaşın çocuğu evleniyor, nikahı sizin kıymanız, orada olmanız puan kazandırır.
Bir esnaf ziyareti yapıp görüntü vermek isabetli olur!
Yaptığımız dişe dokunur bir şey olmasa da, varmış gibi bir toplantı hazırlasak, çalışmalardan örnekler versek vatandaşın hoşuna gider!
Falan belediye meclis üyesinin çocuğu sünnet olacakmış, kirvelik yapmanızı istiyorlar.
Mahallenin bir takımı var, çocuklar antremanda iken bir tepsi baklava götürüp ikram edersek iyi olur! Moral olur.
Falan kuruma yeni müdür gelmiş, bir kutu çikolata ile hayırlı olsuna gidilecek.
‘Tamam oğlum, hazırlayın arabayı, çıkıyoruz!’