banner1483

Kabul etmek gerekirse, geçen hafta sonu bayağı yorucu geçti bizim için. Ama olsun, meslek yorgunluk, bezginlik ve yılgınlık dinlemiyor. Dinlememesi de lazım. Madem bu yolun yolcususunuz, zahmetine, mihnetine ve nimetine katlanacaksınız. Biz de bu düsturla hareket edip, geçen hafta sonu cumartesi günü ilkin 46 yıldır tanıdığım isim Tarım ve Orman Bakanımız sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi ve ‘Şehir Buluşması’ kapsamında dostlarını ziyarete, dinlemeye gittik.

Bakanımız sayın Vahit Kirişçi, mesleğin erbabı. Ülke tarım politikasındaki eksiklikleri, sıkıntıları biliyor. Kendi ifadesiyle bu göreve atanalı daha 6 ay olmuş, tabi ki elinde sihirli değnek yok. Ama inançlı ama kararlı. Ülke tarımı için, sağlıklı tarım politikası için özveriyle uğraş veriyor, koşturuyor. Rabbim emeklerini zayi etmesin!

*

Aynı gün, ikindi üzeri, kıymetli meslektaşlarım Neşe Yıldızhan ve Şahin Efe ile soluğu Çağlayancerit’te aldık. Ceviz ormanı içindeki bu şirin ilçemize gittiğimizde hava serindi, yağmur çiseliyordu.

İki önemli konuk vardı. Bakan hemşehrimiz Vahit Kirişçi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank. Herhalde, yanılıyor olabilirim, Çağlayancerit hayatında ilk kez 2 bakanı bir arada görüyordu. Ne olursa olsun, renk katmışlardı.

Geç başlayan program, geç saatlere kadar sürdü. Karanlığa kalmamak için erken ayrılmak zorunda kaldık. Ama festivalin sönük (sanatçı-şarkıcı tarafı bir tarafa) geçtiğini söyleyenleri çok dinledik. Ama olsun, hava şartlarındandı. Ne olursa olsun, şehrimin ilçesinin cevizi tanıtılıyordu, neticede Çağlayancerit de Maraş’ın bir parçası idi. Başkan Hanifi Sarıaltun’u tebrik ediyoruz.

*

Ve Pazar günü…

Ceviz ve üzüm diyarı Bertiz. Tabi ki geleneksel güreşlerin mekanı, bu yörenin Kırkpınar’ı Boyalı Güreşleri için yine yollardayız. Bu kez, iki değerli arkadaşım, bu bölge için hedefi olan, hizmet etmeyi düşünen sevgili Mustafa Gürdal ve Mustafa Arguz ile güreşin ve üzümün kalbine giden yolları geçerken, aklımıza Büyükşehir Kurucu Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç geldi. Aradım kendisini, yaptığın otoban gibi yollarda gidiyoruz diye.

Artıları ve eksileri ile yazıyorum. Güreş alanı muhteşem. Modern olmuş. Tüm ihtiyaçları karşılayacak kadar yani. Ama küçük, yani dar olmuş. 1.500 kişilik olmasına karşın, bir o kadar da dışarıda güreşsever vardı. Biraz daha geniş yapılabilinirdi. Ama bu eksiklik görüldü ki, güreş sahası genişleyecek. Zira 2 müsabaka dışında güreş yapılamıyordu alanın darlığından ve sık sık da alanın açılması için anonsların yapılması, bu gerçeği göz önüne seriyordu.

Kıymetli Belediye Başkanımız, sadece bu bölge değil, yaşanabilir bir Dulkadiroğlu için canla başla çalışan sayın Necati Okay’ı bu güzel, eşsiz eseri için kutluyoruz.

*

Ama o konuşmalar. Sanki güreş alanı değil de, bir siyasi miting alanına dönüşüverdi birden bire. Bu kadar uzatmanın gereği yoktu, güreşe ve yöreye dair ne varsa söylenecek, onlar söylense yeterliydi. Orası seçim bürosu değildi, siyasi toplantı alanı da değildi.

Katılımcılar tanıtılırken, en coşkulu alkışı (üstelik de ayakta alkışlandı) Fatih Erkoç’un alması dikkatlerden kaçmadı. Ama protokol ile olan soğukluk da…

5 dakikada Beşiktaş hesabı, bir de üzüm festivali, (yarışması) giriverdi araya. Ne alaka ise, Bertiz’i bile görmemiş, Kabarcık üzümünün kalitesine not verecek seviyeye gelmemiş, sırf şirinlik olsun diye Gençlik ve Spor il müdürü Cemil Boz’u jüri başkanı seçmek neyin nesiydi, kimse anlamadı. Ne ara jüriyi seçtiniz, ne ara birinci ve ikinci gelen üzümü belirlediniz, hayret valla! Tabir yerindeyse kıyak çekildi tabi. Nedenini, sebebini anlayan anladı zaten!

Birinciye ne gerek vardı, ikinciye ne lüzum vardı. Bölgenin bütün üzümleri birinci gelirdi. Rayihası, rengi, kokusu ve lezzeti ile… Yapıldı mı, yapıldı. Mesele yoktu. Ve Cemil Boz da herhalde hayatında ilk kez çok önemli bir meselede, üzümden anlamasa da yarışmada ‘Jüri başkanı’ oldu.

*

Unutmadım, ekliyorum, Dulkadiroğlu Belediyesi ile birlikte organize edilen, tertiplenen bu güreşlerin mimarı tabi ki Geleneksel Güreşleri Federasyonu Başkanvekili sevgili Şahin Hopur’u da tebrik etmeden, alkışlamadan geçemeyeceğiz.

Yalnız, ki yöreye ve bize göre önemliydi, Bertizspor Kulüp Başkanı, bu yörenin akil insanlarından Fatih Yıldız’ın tertip komitesinde olmaması büyük bir eksiklikti. Gözden kaçmadı yani.

*

Öğle arası ve bu bölgenin akil insanlarından, yüreği kadar sofrası da açık olan sevgili Fahri Yaşar’ın evinde yedik yemeğimizi. Evine giderken, seneler önce evine gittiğim, haberini yaptığım (sonradan o ev yanmıştı) Boyalı’nın eski Muhtarı rahmetli İbrahim Yaşar geldi aklıma. Rahmetle anıyorum bir kere daha.

Fahri Yaşar’ın konukları özeldi. Hele o hayatımda yediğim en lezzetli kavurma neydi öyle! Misafirperverliği için teşekkür ediyoruz.

*

Üzüm kadar, yemek kadar, yörenin havası kadar bir başka ve bize göre önemliydi, cep telefonlarının çekmemesi…

Allah korusun bir hastalık, bir cenaze, bir yangın, bir acil doğum anında ulaşılacak imkân yok. Telefonlar çekmiyordu. Bu çok acil bir sorundu ve acilen de çözülmesi gerekiyor.

Yorgun ama güzel geçen güne imzasını atanlara teşekkür ettik!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol