Şu sıralar haberleri izlerken, gazeteleri okurken ve vatandaşı dinlerken, en çok duyduğumuz kelime; ‘kayyum’
En çok da siyasetin göbeğinde, belediyelerin kucağında gezinen kayyum, işini yapamayan, beceremeyen, sorumluluğunu bilmeyen, arsızlığa-hırsızlığa bulaşmış, toplumda karşılığı kalmamış, vatandaşa güven vermemiş, karakter zafiyeti yaşayan kişiler ve kurumlar için geçerli iken, ben olaya bizim pencereden bakıp gündemi değiştirmek istedim.
Siz bunları yapmazsanız, her imzayı, her düşünceyi çıkara tahvil ederseniz, birileri gelip, ‘hooop, dur bakalım ede orada!’ der, tekerinize çomak sokar, son sürat giden arabanızın el frenini çeker!
Hınk diye olduğunuz yerde kalırsınız!
*
Meslektaşlarım için o aşağılayıcı kelimeleri kullanamam. Haddim değil. (sosyal medya meczupları, imalat hatalıları, ihraç fazlaları, ceberrut takımı ve döküntüler hariç) Hepsini de çok seviyorum, hepsi de ekmeğinin peşinde.
Lakin bir araya gelin, birleşin, tek ses, tek yürek olun çağrılarına hep kulak kabarttılar. Etkimiz olsun, icabında tepkimiz de olsun, gücümüz olsun, yaptırım hamlemiz olsun!
Kimse burnundan kıl aldırmadı. İnisiyatif alma desen o da yok. Söz ve güç sahibi olduğunu söyleyenler de kenara çekildiler, tribünde maçı izler gibi izliyorlar, fakat eleştiride üzerlerine yok!
Hal böyle olunca da birleşme, dayanışma, etki ve tepki meselesinde kayıtsız kalınınca, kamuoyunda gazetecilik ve gazeteciler itibar kaybı yaşadı.
O bakımdan diyorum; bütün dernekler adına bir kayyum atansa, kazanan meslektaşlarımız ve şehir olur.
*
Sayısını tam olarak bilmiyorum, bilenlerin de olduğunu zannetmiyorum. Kaç gazeteci var aramızda, hangi derneğin üyeleri kimler, kaç üyesi var, muamma!
Gazeteci arkadaşlarımızı bir çatı altında toplayan kafadan atıyorum, 7-8 adet dernek, diğer adıyla gazeteciler cemiyeti varmış.
Başkanlarının (genel başkanlar dahil) bazılarını ya tanıyorum, ya tanımıyorum. Etkileri ne, yaptırım güçleri ne kadar, kentin hangi sorununa çözüm bulamayanlara tepkileri oluyor mu?
Hepsi de arkadaşımız. Doğduklarında omuzlarına ailede sevinci, müjdeyi simgeleyen ‘maşallah’ vardı, şimdi de her ne hikmetse her şeye, herkese bir şey daha var söyledikleri; ‘inşallah’
*
Ne diyordu sayın Cumhurbaşkanım, ‘Turpun büyüğü heybede!’
Şimdi önerimi yinelemek istiyorum. Bu şehirde gazeteciyim diyen büyüğe de kayyum atanmalı.
Küçüğe de… Bürokrasi, yerel yönetimler, siyaset ve toplum da rahat bir nefes alır hiç olmazsa!
‘Ne demek istiyorsun, kim kayyum olarak atanmalı, kafanda bir isim var mı düşündüğün, çıkar ağzındaki baklayı!’ dediğinizi duyar gibiyim.
Yemin billah ediyorum kötü bir niyetim yok, var diyorsanız şayet, zar zor aldığım ticaret lisesi diplomamı iptal etsinler!