Bu veciz sözü, televizyonda, bir diziyi izlerken duydum. Hani bir türküde söylüyordu ya, ‘meğer taşa tohum ekilmez imiş’ o tarz bir söz işte.
Şu anlam da yüklenebilir, olmayacak duaya amin demek gibi.
Yine büyüklerden çıkan söz, ‘taşa, yaşa, ….basma!’ Bir bildikleri var ki söylediler vakti zamanında.
Bakın Allah’ın işine, öyle sert kayaların, taşların üzerinde bırakın çiçeği ağaçlar yetişiyor, büyüyor ki, mucize gibi bir şey. Ha, bu doğa olayı her yerde, her zeminde zuhur ediyor mu, nadiren. Mucizeler her zaman vardır, Allah’ın hikmetinden sual edilmez!
Durup dururken bu veciz söze neden girme gereği duydum, nizaha ve mizaha değil, izaha muhtaç olduğu için paylaşmak istedim!
*
Dikkat edin, sadece iktidar cenahını değil, muhalefeti de içine katarak yazıyorum; yerel yöneticiler şu sıralar, ki neredeyse seçileli, koltuğa oturalı bir yılı doldurdular, hâlâ taş üstüne tohum ekme peşindeler.
Düğünler, muhtar-mahalle ziyaretleri, daire müdürleri ile çay-kahve muhabbeti, hasta ziyareti ve cenazelere katılımlar, kilit parke vs. ile rutin şeyler. Daha önce de yazdım, ‘belediyeler rutine döndü!’
Lay-lomla geçiyor zaman. Lale devri, cicim ayları geride kalmışken, başkanlara tavsiyem, kırbaçları elinize alın, eleğin üzerine koyun kimleri istiyorsanız, küçükleri, basitleri eleyin, büyükler, iri ve diriler eleğin üstünde kalsın, kay-kahve muhabbetlerini de bırakın artık.
Lakin onlara sorarsanız maşallah ve hamdolsun yapamadıkları iş yok!
*
Gerçek olan şu ki, vatandaş o bulutların üzerinde gezinmeleri, lay lomları, cicim aylarını pek önemsemiyor, ciddiye almıyor. İcraat bekliyor. Sırf Emlak Konut, TOKİ ve EPP şehri ihya ve inşa noktasında, ki buna Azerbaycan hükümetinin katkısını da ilave edelim, Allah razı olsun Azeri dostlarımızdan, şehir yeni bir kimliğe, yeni bir görünüme kavuştu. Yeni caddelerimiz, yeni sokaklarımız oldu.
Hatıralarımızın geçtiği, ayak izlerimizi taşıyan caddeler, sokaklar şimdi kalmadıysa da, şehir yeniden kuruluyor. Kabul edelim ki Fırat Görgel gibi dirayet ve feraset sahibi bir başkan, şehrin ihya ve inşası yanında, yeniden eski kimliğine, ruhuna kavuşmak adına gayreti elden bırakmıyor.
Bizlere düşen, ona yardımcı olmak, desteklemek! Depremden çıktık, daha koltuğa oturalı 15 ay oldu, ki elinde sihirli deynek de yok, zaman ve sabra ihtiyacı var.
*
Lafım bilumum başkanlara, kendini bu şehirden sorumlu addeden bürokratlara, siyasilere, basın mensuplarına, sivil toplum kuruluş kanaat önderlerine; unutmayın, yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir.
Bir yazının yüzünden (güneyden) bakın şehre, bir de Teras’tan!(Şairler Tepesi) taşa tohum ekmeyi ve o tohumdan meyve vermeyi beklemeyin!
Anladınız siz!
Yazının uzun olanı değil, sözün kısası makbul.