Bırakın ulusalı, günlük gazete bile okuyan kalmadı. Zaten şehrimizde çıkan günlük gazeteler bile tirajlarını aboneleriyle sınırlı tutmaya başladı. Kağıt pahalı, mürekkep de öyle, hele hele depremden sonra ne matbaa kaldı, ne grafiker(gazete tasarımcısı). Üstelik dünya küçülürken, dünya vatandaşın avucunun içinde iken, kim okuyacak günlük gazeteyi.
Eli boya, mürekkep olacak, kim tahammül edebilir!
Gazete okuma kültürü, alışkanlığı yok oldu. Varsa yoksa internet, sosyal medya. Oysa günlük gazeteler hayatın ta kendisi. Herkese düşen günlük gazetelerin yaşamasını sağlamak, okumak.
*
Tam mevsimindeyiz. Çünkü denetimsizlik pahalıya patlar.
Günde 10 TL verip bir yerel gazete almazsanız, mahallenizin çukuruna düşen arabanızın tamiri için 10 bin tl ödersiniz.
Çünkü haber olmazsa, hizmet de olmaz.
Yerel gazete okumazsanız, yaşadığınız şehrin nasıl yönetildiğinden haberiniz bile olmaz.
Sesiniz duyulmaz. Özgürlüğünüz kısıtlanır.
*
10 yıl önce sayısı binlerle ifade edilen yerel gazetelerden bugün sadece 100 civarında kaldı.
Bazı şehirlerde sadece 'bir-iki' yerel gazete yayınlanıyor.
Bir şehir sadece bir gazeteye kalmışsa... O şehirde neler eksilmiş olabilir, hiç düşündünüz mü?
Siz, yaşadığınız şehirde iki yerel gazetenin adını sayabiliyor musunuz?