2015-07-06 16:21:59

ŞEHİR YAŞAMI…

06 Temmuz 2015, 16:21

  

İnsanlık tarihi boyunca, söyleyecek sözü olan hemen herkes şehri seçti. Bilhassa son yüzyılda bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak üretim ve iş imkânının artması, refah seviyesinin yükselmesi, pazarın çeşitlenmesi, sağlık, eğitim ve alt-yapı gibi hizmet sektörlerindeki ilerlemeler, şehrin câzibesini arttırdı. Dünyevî gelecek adına çok şey vâat etmeye başlayan şehirler büyük göç aldı. Geçmişte sadece babadan-atadan şehirli olanların faydalanabildiği imkânlar, şehri tercih eden kalabalık kitleler için de söz konusu olmaya başladı.

Cemiyet hâlinde yaşama temayülü ile yaratılmışız. Birbirleriyle anlaşan ailelerden müteşekkil, birkaç yüz kişinin oluşturduğu küçük bir yerleşim birimi bir köy düşünelim. Burada insanlar değişmeyen temel ihtiyaçlarını can, mal ve namus güvenliği, su, besin, barınma, temizlik, sağlık, iletişim, ulaşım cemiyet hayatının bir gereği olan iş bölümüyle karşılar.

*

Zaman içinde fizikî ve beşerî coğrafyanın sunduğu avantajlarla bu köy büyür, gelişir ve bir şehir hâlini alır. Şehirde bilhassa merkezde yoğunlaşan ticaret, eğitim, sağlık, kültür ve alt-yapı imkânlarına yakın olma isteği neticesinde yapılaşma ufkî olmanın yanı sıra amudî de ilerler; insanlar nisbeten dar bir alanda yaşar, birbiriyle daha sık ve yakın temas eder. Bu durum, yoğun trafik, insan kalabalıklarının dolaştığı cadde ve çarşılar, iş ve yerleşim merkezleriyle kendini gösterir. Böyle bir ortamda yapılar, fonksiyonlar, münasebetler ve problemler de daha kompleks hâle gelir, hayat akışının hızı ve yoğunluğu artar, hakların sınırları ve ihlâlleri değişir, mahremiyet zedelenir apartmanda, yolda, toplu taşıtlarda, işyerinde, şahsî sınırlar çiğnenebilir, insanların ve ailelerin başkaları tarafından görülmesini, duyulmasını istemedikleri hayatları görünür, duyulur hâle gelir.

Neticede insan şehirde sınırlandırılır; fakat sınırların nereden geçeceği fertlerin keyfine bırakılmaz, cemiyetin ortak akıl ve vicdanıyla, yazılı olan-olmayan kurallarla belirlenir. Böylece şehirde daha ayrıntılı bir hukuk sistemi hakların tesbit ve dağılımı, ihlâllerin müeyyidesi gelişir.

Şehirde bekleme sıraları vardır ve öncelik hakları nettir. Trafik, sürücülerde sürekli gerilime yol açan, yokluğu düşünülemeyecek duruma gelmiş bir vâkıadır. Şehirlerin plânsız geliştiği, umumiyetle kısa vâdeyi gözeten belediyelerin geniş cadde-sokak ve araba park yeri yapmayı önemsemediği ülkelerde, alım gücündeki artışa bağlı olarak motorlu taşıt sayısının şişmesi neticesinde, şehirlerdeki dar yollar istiab haddinin çok üstünde araçla dolmuş durumdadır.

*

Şehirde en çok kullanılan vasıta otomobildir. İnsanların büyük kısmı kendilerini otomobil sahibi olmak mecburiyetinde hissetmektedir. Zaman kaybını aza indirmek, mahremiyeti sağlamak ve bağımsız seyahat etmek açısından bu tabii ki bir avantajdır; Arabayı sık ve olur-olmaz yerde kullananlar ve yayalığı unutanlar veya bunu pek tatmamış olanlar, zamanla yoldaki yayaları ve tabii ki diğer vasıtalardakileri birer insan gibi görmemeye başlamaktadır. Bunun ciddi mahzurları vardır: İnsanlık, otomobil, otobüs, kamyon, metro, tramvay gibi ağır ve hızlı kütlelerin şehrin sokaklarında insan hayatını tehdit etmesi gibi bir durumu sadece yüzyılı biraz aşkın bir zamandan beri yaşamaktadır. İki yaya yolda birbirine çarpabilir veya omuz omuza gelebilir. Otomobil veya otobüsün insana çarpması ise böyle olmaz. Zayıf pozisyondaki yayaları ağır bir metal vasıta içindekilere karşı korumak bu yüzden hayatî önem arz etmektedir. Ayrıca, trafikte zamanla yarışmak veya yolu tıkamamak mecburiyeti de insanı insana yabancılaştırmaktadır.

*

Bu yüzden, yolda yürüyen bir tanıdıkla otomobilin pencere gerisinden el-kol ile selâmlaşarak gaz pedalına basıp uzaklaşmak insan-insan münasebetinden ziyade makina-insan münasebetinin bir şekli olmuştur. Ticaret ve alış-verişin yoğun olduğu şehirde, insana daha ziyade potansiyel müşteri gibi de bakılmaktadır. Bir insan ticarî bir müesseseye her ne kadar ferd olarak gelip alış-veriş yapsa da, kalabalık kitlelerin bir parçasıdır. O bir şey satın almasa da alternatifi çoktur. Bilhassa büyükşehirlerde, gece ortaya çıkan ışık kirliliği, rengini bulutlara bile vermektedir bugün. İnsan öncesi zamanlardaki kimyası ve rengiyle akan nehir ise neredeyse kalmamıştır yeryüzünde şehrin içinden de geçse, dışından da.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.