2014-12-29 09:48:06

ÖZGÜR BASIN

29 Aralık 2014, 09:48

 Özgür basın adından da anlaşılacağı üzere herhangi bir kişi veya kurumun güdümünde olmayan basın demektir. Basın özgürlüğü başta iktidar olmak üzere çeşitli yapılarca engellenmeye çalışılmaktadır ve bu her ülkede böyledir. Özgür basın ise tüm bu engellemelere rağmen ayakta durabilen ve söylemek istediğini herşeye rağmen söyleyebilen basındır. Ülkemizde medyanın büyük bölümü, kendisini siyasal iktidara teslim edecek olan ticari faaliyetler içine girmiş durumdadır. Hal böyle olunca, basının (elbette ki medya patronlarının) kendisini sansür etmesi anlamına gelen bir “oto-sansür” ile karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz. 

Medya patronlarının ticaret yapıyor olmaları, basının desteğine her zaman ve sürekli ihtiyaç duyan “siyasetçi” arasında menfaat ilişkisi ortaya çıkarıyor. Siyasetçiye sağlanan medya desteğine karşılık, holdingin çıkarları da hükümet tarafından sağlanıyor. Medyanın tekelleşmesiyle basın, özgürlüğünü yitirerek, patronun özgürlük anlayışına göre çalışıyor. Bu da dolaylı yoldan siyasetçilere bağlanıyor ve medya hem siyasetin hem de patronların etkisinde halkı yönlendirmiş oluyor. Medya patronlarının yalnızca ticaret kültürü olan iş adamları ve büyük bir tekelleşmenin söz konusu olması, gazeteciliği, iş adamlarının gazetelerini ticarethane olarak görüp daha çok para kazanma politikası haline getirmiştir. 

*

Durum böyle oldukça patronlar, gazeteleri halkın bilgi kaynağı değil de kendilerine para getirecek bir işyeri veya çeşitli siyasi ve benzeri konularda propaganda aracı olarak görmektedir. Medya patronlarının, sahip oldukları çok sayıda basın yayın kuruluşu aracılığıyla çok geniş kitlelere seslenebilme olanağının bulunması; basının özgürlüğünü kısıtlamakla birlikte halkın doğru ve eksiksiz bilgi almasını da engelliyor. 

Kendi şirketini veya yakın olduğu kişileri zarara uğratacak haberlerin yayınlanmasına izin vermeyen medya patronları ya da onlara bağlı genel yayın yönetmenleri yaptıkları haberlerin doğru olmasına özen gösterseler de her doğru haberin yayınlanmasını önlüyor. Böylece medya kuruluşları kamuoyunu bilgilendirme görevinden uzaklaşarak, güçlerini kullanarak patronlarının çıkarlarını korumuş oluyor. 

*

Bugün Türkiye, basının kendisini sansür etmesi anlamında bir basın özgürlüğü ihlalini yaşamaktadır. Türkiye'de basın özgürlüğüyle ilgili bir diğer sorun ise baskı. İktidara karşı yayınlar yapan medya kuruluşları üzerine de baskı yapılıyor. Devlete bağlı olmayan basının giderek daha fazla baskı altında olduğunu kanıtlayan en son örnek,  "Zaman Gazetesi ile Samanyolu TV" oldu. 

Gazeteciler sadece fikirlerini ifade ettikleri için özgürlükleri kısıtlanabilmekte, basın çalışanları çok güç koşullar altında görevlerini yerini getirmeye çalışmakta bu uğurda cinayetlere kurban gitmektedirler. Fakat diğer taraftan ekonomik ve teknolojik gelişmelerin de katkısıyla yapısal bir değişim geçiren medya belki de bunlardan daha tehlikeli bir biçimde kendi temel işlevinden uzaklaşmakta, belli grupların çıkarlarına hizmet eden araçlar haline gelmektedir. 

*

En önemlisi de kamuoyunda; kendisine duyulan güveni kaybetmekte, belli güç odaklarının elinde sadece tek sesliliğin yaşayabildiği bir sistemin dayanağı olmaya doğru gitmektedir. Demokrasilerde insanların haber alma hürriyeti, basın özgürlüğü haklarına müdahale edilmemesi gerektiğini ifade ediyoruz. 

Özgür basın susturulmamalıdır. Özgür sivil toplum kuruluşları susturulmamalıdır. Milletin sesi kesilmemelidir. Basın özgürlüğüne yapılan darbe, millete karşı yapmış oluyoruz. Milletin özgürlüğüne engel olmak demektir. Milletin sesini kısmaya çalışmak demektir.

Özgür basın susmamalıdır ve susturulmamalıdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.