DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. İrfan Karatutlu; "sağlık sistemi çöküyor, sağlıkçılar şiddet altında, iktidar seyrediyor!" demişti birkaç ay önce. Unutmam, unutturmam. Hafızam güçlüdür çok şükür!
Sık sık yapıyor bunu. Sağlık insanların en temel sorunu. Doğru mu yapıyor? Uyarıcı, yönlendirici olduğu sürece; evet.
Sağdan giriyor eleştiriyor, soldan giriyor vurup çıkıyor, yukarıdan aşağıya baktığında sağlık sisteminin çöktüğünü iddia ediyor, aşağıdan yukarı tırmandığında ise eleştirdikleri ile yan yana poz veriyor, fırsat verilirse iki kelam de edip, kendisinin ve yokları oynayan, kendilerinden başka kimseye deva olmayan partisinin reklamını yapıyor, sağlık bakanlığının yaşanan sorunlara sessiz kaldığını söylüyor, sağlık çalışanlarına şiddeti teşvik edenleri uyarıyor, bir milletvekilinin sağlık çalışanlarını hedef göstermesini eleştiriyor ve bunu akı tutulmasıyla yorumluyor, can güvenliği olmadığını ileri sürdüğü sağlık çalışanlarının en düşük maaşla, ağır iş yükü altında ezildiklerine vurgu yapıyor, devamında ise; “Canını dişine takarak çalışan doktorlarımıza, hemşirelerimize şiddet uygulanmasına göz yuman bir yönetim anlayışı var. Daha da kötüsü, bu şiddeti körükleyen vekiller var! Sağlık Bakanlığı ise bırakın sağlık çalışanlarını korumayı, susarak şiddeti teşvik ediyor. Artık yeter! Sağlıkta şiddeti teşvik eden, halkı sağlıkçılara karşı kışkırtan bu zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar sürecek!"
*
Hele hele genel başkan yardımcısı da olunca, zaten adam kalmadı içeride, sesi daha bir başka, daha bir gür çıkmaya başladı ki, zaman zaman hak versem de, şehre dair eleştirilerinin acımasızca olduğunu düşünmüyor, iddia ediyorum.
Şu lafı hoşuma gitti, ‘Sağlık sistemi artık patinaj yapıyor!’ sağlık sistemini çamurlu, tozlu, taşlı-kumlu yolda, rampada çıkmaya çalışan araca benzetmesi güldürdü beni.
Devam ediyor; "Vatandaş sağlık hizmetine ulaşamıyor! Randevu almak artık imkânsız hale geldi, tetkikler için aylarca bekleniyor! Hastanelerde personel açığı büyüyor, sağlık çalışanları istifa ediyor! Liyakatsiz atamalar, torpille doldurulan kadrolar sistemi tamamen çökertti!”
Bir de tutup çarpıcı örnek vererek; "Şu an ilimizdeki 120 sözleşmeli sağlık yöneticisinin 105’i, hükümetin güdümündeki sendikanın üyesi ya da yöneticisi. Bu nasıl bir sistem?" diye soruyor.
*
Geliyor şehrine, yani kadim Kahramanmaraş’a. Tutabilene aşk olsun sevgili Karatutlu’yu; "Deprem bölgesinde sağlık hizmetleri yok hükmünde!” diyor ve şehrimizde büyük bir sağlık krizinin yaşandığını ileri sürüyor.
Haa, işte burada duracaksın karadutum, çatal karam!
6 Şubat’ta büyük bir felaket yaşadık mı, evet, amenna! Ama bugün geldiğimiz noktada sağlık hizmetleri tam anlamıyla bitmiş olduğunu ileri sürmek, yapılanları, hizmete, devreye girenleri görmemek nasıl bir akıl tutulması, sana soruyorum karatutum, çatal karam!
Bak, kendin itiraf ediyorsun, ‘Yatak kapasitesini artırdık’. Devreye giren, hasta kabulüne başlayan Terminal altındaki 400 yataklı bu iktidarın hizmeti, Devlet Hastanesi, sağlık sektörüne can suyu olan HG HOSPİTAL, depremden sonra kendini yenileyen MegaPoint ve depremin hemen ardından sağlık hizmeti vermeyi sürdüren Sular Akademi, sağlıktaki açığı kapatırken, eleştirme noktasında biraz ölçüyü kaçırdığını düşünmüyor, söylüyorum.
“Peki, sahada neden bu yatakları göremiyoruz?” diye soruyorsan, bir Uğur Göz Hastanesine gitmeni salık veririm!
*
Karadutum, çatal karam, üzerinden iki sene geçmiş olsa da, acılar kolay dinmiyor, yapılaşma kolay yaşanmıyor. Bak, şehir toparlanıyor, hayat normale dönüyor. Eleştir tabi, en doğal hakkın da, biraz da insafı elden bırakmasan iyi olur!
Bak, doktorsun, kendine ait muayenehanen de vardı, üstelik de Tabip Odası Başkanlığı da yaptın, keşke bu açıklamaları o zaman da dile getirseydin. Depremin enkazını, yıkıntılarını, acılarını, alıp götürdüğü hatıraları, hayalleri bugün şehrin suratına çarpmadan o vakitler de ifade ederek uyarsaydın milleti. Sorumluları…
"Depremden bir gün önce bile Kahramanmaraş, Türkiye’nin sağlık hizmeti sıralamasında 62. sıradaydı! Bugün ise daha da geriye gittik. Deprem bölgesindeki sağlık sorunları görmezden gelinirse, bu şehir tam anlamıyla sahipsiz bırakılmış olacak." İddiana kim katılır, kim inanır bilemem de, (Kadir İnanır da dahil) yeni yapılan hastanenin yerini eleştiriyorsun. Hasancıklıya yapılacaktı, uzak dediler, Önsen tarafına, (Muhtemelen yeni ilçemiz Karşıyaka) ‘oraya kim gidecek!’ dediler, en mantıklısı, üstelik de çelik konstrüksiyonlarla yapılanmış, sağlım temel üzerine inşa edilmiş Devlet Hastanesi tam isabet bize göre. Korkmana gerek yok karadutum, çatal karam, yağmurda sel almaz, yel götürmez!
*
Fakat hakkını teslim etmem gerekirse, mücadeleni takdir ediyor, alkışlıyorum. Sürekli gündeme tutmakla, iktidarı, yereldeki siyasi dostları harekete geçiriyor, temkinli olmalarını sağlıyorsun.
Amma ve lakin… Şehre geldiğinde gidip partililerinle oturup sohbet edecek bir yerin bile yok. Uzun Çarşı yanındaki konteyner deme, o da senelerdir kapalı. Sonra… İl Başkanın kim, ilçe başkanların kim, tanımıyoruz. Çıkıp gelsen, il ve ilçe başkanlarını da yanına alıp gelsen, bir tanışsak, tanısak harika olmaz mı?
Belki bir çay ısmarlar, belki bir kahvaltı veya yemek faslı geçersin, böylece esnafa üç-beş kuruş faydan olur, milletvekili olduğun, pardon para harcadığın belli olur!!
*
Şu an için sağlık, eğitim, adalet, ulaşım gibi temel ihtiyaçların temini mutlaka olur, yerine getirilir. Şu son cümleni alkışlayarak bitirmek istiyorum yazımı, "Yaşanan mağduriyetlerin takipçisiyiz. Kahramanmaraş sahipsiz değil! Biz buradayız, halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Sağlık sisteminin rant düzeniyle, liyakatsizlikle çökertilmesine izin vermeyeceğiz. Deprem bölgesinde yaşanan tüm eksiklikleri Meclis kürsüsünden haykırmaya devam edeceğiz!"
Sen söyledin, ben yazdım. Bir cümle de benden! Şehir toparlıyor, ihya ve inşa noktasında gayretli çalışmaları ile vatandaşın gönlünde taht kuran Büyükşehir Belediye Başkanımız sevgili Fırat Görgel halkın umudu olmayı sürdürüyor.
O Fırat Görgel ki şehrin hafızası, rengi, dokusu…
Hele şu 2025’i de bir devirsin, lale devri bitsin, eksiği gediği olursa, onu da eleştireceğimden kimsenin kuşkusu olmasın! Ama şimdi yürüyen atın başına vurmak zamanı değil zaman!
*
NOT: Pazartesi çıkacak yazılar;
1) AK Parti İl Başkanı M. Burak Gül rahat mı, partiye hakim mi?
2) Büyükşehir Belediyesine bir ikinci Melike Özdemir gerekiyor!