2025-08-20 07:07:49

Geri zekâlıya anlatır gibi tane tane anlatıyorum!

Mehmet FİSKECİ

mfiskeci_kimlik@hotmail.com 20 Ağustos 2025, 07:07

Şimdi evler, telefonlar, bilgisayarlar ve araçlar akıllı. Seni yaşanabilecek tüm olumsuzluklardan koruyor, uyarıyor. Peki, teknolojiye yenik düşen toplum, hele hele bizde, yani depremden sonra akıllanabildik mi?

Telefonlarımız, araçlarımız, bilgisayarımız ve evlerimiz kadar akıllı mıyız?

Geçen hafta içinde ‘Aptala anlatır gibi tane tane anlatıyorum!’ yazım ardından, yetmemiş, kesmemiş olacak ki, bu defa güzergâhı-rotayı geri zekâlılara çevirmek zorunda kaldım.

Meğer ne kadar çok aptal varmış, meğer ne çok geri zekâlı varmış ki şahsım şehrinde, beni ikinci yazıya mecbur bıraktılar. Perakendeciliği sevmem, toptan yazarım, anlatırım! İçinde kim varsa, kime ne kadar çok lazım ise, buyursun alsın!

*

Şehrimizin dört bir tarafı ormanlarla çevrili. Burnumuzun dibindeki Ahırdağı tamamen ormanlık. Her ne kadar bağ-bahçe için o güzelim ormanlık alanı ‘Kel Ali’nin bağı’na çevirseler de, Çamlıdere ve Çakırdere’deki yangın kadar, Ahırdağı’nda da zaman zaman yaşanan orman yangınları bende her zaman kuşku uyandırmıştır. Ozan tabakasının delinmesi, küresel kuraklık, kirlenen çevrenin yarattığı iddia edilen orman yangınlarına, özellikle şahsım şehrinde yaşananlara pek inanasım yok!

Bu dağlarda bağı-bahçesi olmayan, bakın olanlar demiyorum, olmayan bir ormancı (merhum olmuş veya hayatta olan bölge müdürleri dâhil) gösterin bana, ne derseniz deyin.

*

Vatandaşın beynine yerleşen kanaat şu; Ağaçları kesersiniz, ormancı görmez. Bağ-bahçe ayarlarsınız kendinize, ormancının ruhu duymaz. Tapusuz, ruhsatsız ev de dikersiniz içine, ormancının gözleri görmez. Yol diyorsunuz değil mi, kendine ormanlık alan içinde bağ-bahçe yeri ayarlayanlar, kusura bakmayın, yolu’nu da bulur! Yol gösteren de, yol veren de… İlla ki…

Varsa yanlış, eksik, Orman Bölge Müdürü bir basın toplantısı düzenler, hem yangınlarla ilgili bilgi verir, hem de bu iddiaların peşine düşer.

*

Şu bir siyasi partinin kaçak elektrik kullandığı meselesi.

Borcun tamamının 110 bin lira olduğu iddia ediliyor. Bir siyasi parti için gazoz parası. Doğru ise, kesilen elektriğin mührünü kırarak kullanıma açmak, hem kul hakkına riayettir, hem de en büyük hırsızlıktır. Fakat bana çok da inandırıcı gelmedi. Sözü edilen parti bu kadar güdük bir parayı ödeyemeyecek kadar aciz değil. Zaman zaman bizlerin de günü geçmiş su, elektrik, doğalgaz borçları olabiliyor. Ya yokluktan, ya zamansızlıktan, ya unutkanlık-ihmalden.

Başkanın da haberi olmayabilir. Nihayetinde partide yatıp kalkmıyor. Bu kadar basit, sıradan bir hadiseyi, parayı köşe yazısına taşımak ne kadar adil, ne kadar etik, hesabını siz yapın! 

Bile bile, kaçak-köçek varsa; hak, hukuk, adalet ve ahlaklı siyaset buysa, beni yok sayın!

*

“O’nu bir yerde görürsem, başkanlığımdan olacağımı da bilsem, basın önünde evire çevire dövmezsem bana da başkan demesinler!” diyenler, yerin dibine soktuğu, lanet okuduğu kimseleri düğününe davet ediyor.

Kendisi değilse de, yardımcıları, adamları, teşkilattakiler.

Sıkı fıkı hem de. Diyorum ya, söze gelince Hz. Ömer, icraata gelince Turist Ömer. Hani siyasi ahlak, hani ciddiyet, hani samimiyet.

Kime inanacağımı bilemez oldum!

*

Birisi benim için yaşlı, gözleri de görmüyor demiş. Hatta haddini aşarak ‘bunak’ kelimesini bile iltifat olarak paylaşmış. Yaşlı olabilirim. Fakat gözlerim iğnenin deliğinden Bağdat’ı görecek kadar sağlam. Üstelik gözlük de kullanmıyorum. Hem yakın,  hem uzak, net. Sıkıntı yok. Çoğunun kalbini, aklından geçeni, ciğerini, ruhunu biliyorum. Siyasetçilerin de. Başkanların da, gazeteci milletinin de…

Öyle ki, Ahırdağı tepesindeki ruhsatsız ve kaçak olduğu herkesin bildiği konu haline gelen bağ evini-villayı bile görebiliyorum.

Bu şehrin sorunları ise mesele, gördüğümü yazarım, yorumlarım. Feriştahı gelse mani olamaz! İmalat hatalılar bile.

*

Halep burada değilse, arşın burada!   

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.