Belediye başkanlarının en yakın yardımcısı, mesai arkadaşı, yerel yönetimlerin en küçük birimi olan muhtarlık gerçekten zor meslek. Bu zorluk, seçildiği semtlere göre farklılık kazansa da, evlerde iki çocuğu idare etmenin sıkıntılarının arttığı günümüzde, binlerce insanı yönetmek, eğitmek, yaşamını kolaylaştırma noktasında hizmet sıralamak her babayiğidin harcı değil.
Bu ayın ilk haftasında başta Büyükşehir Muhtarlar Derneği Başkanı sevgili Atilla Erimhan olmak üzere, 10 kadar muhtar arkadaşımız ofisimizi ziyaret ettiklerinde, içlerinde ilk kez tanıştığım Namık Kemal Mahallesi Muhtarı Muhammet Yetişmiş de vardı. Sert mizacı atındaki o insancıl ve dost ve güven veren yüzüyle tanıştık.
İadeyi ziyaret sebebiyle mahallesine gittiğimde, önce muhtarlık binası yanındaki taziye evine uğradım. Tanıdığım veya tanımadığım kimselere muhtarı sordum, ‘Nasıl, memnun musunuz!’ diye. Ortak ses şu oldu; ‘Allah razı olsun, sıkıntılı mahalleyi ve bu bölgede yaşayanları hizaya getirdi, mahalleye bir huzur, bir hizmet geldi’
İnsan evladı, gariban dostu, mahallede çapraz yaşamı alışkanlık haline getirmiş, uyuşturucu satıcılarının ve kullanıcılarının belalısı, fakat esnafın dostu, onlara hizmeti kendine şiar edinmiş sorumluluk sahibi birisi.
Duruşu net ve dobra. Açık sözlü, mert. Lafını eğip bükmeyen biri. Bizde yiğidi hasına ‘deli’ derler. Eh böyle deliye de can kurban doğrusu. Haksızlığa, yanlışa, hukuksuzluğa karşı. Bana, ‘Söyleyeceklerini, bildiklerini ve ifade etmesi gereken cümleleri dudaktan, gözünü budaktan esirgemeyen birini tarif et!’ deseniz, size Namık Kemal Mahallesi Muhtarı sevgili Muhammet Yetişmiş’i adres gösteririm.
*
Çaylarımızı içerken kendisini dinliyorum. Namık Kemal Mahallesi ve Muhtarı Yetişmiş, Dulkadiroğlu’nun aynası, vitrini. Bir kere popüler bir insan. Yerine göre dişini göstermesini de biliyor, insani yüzünü vatandaştan saklamamayı da. Millete verdiği görüntü, eli sopalı. Sıkıntılı mahallede böyle birine ihtiyaç var. 4.600 seçmeni varsa da oy çokluğu ile seçilmiş nadir muhtarlardan biri. İlk dönemi olsa da kendini kabul ettirmiş mahalleye.
Seçilmeden nakliyatçılık, şoförlük yaparmış. Muhtar seçilince geliri azalmış, süreli cebinden harcamış vatandaşa. Eli deli derler ya, yüreği, gönlü, sofrası açık herkese.
Mahallede ciddi oranda Suriyeli yaşıyor. Uyuşturucu kullanımı fazla. Ama Muhtar otoriteyi, asayişi, huzuru temin için gövdesini koymuş ortaya. Tabi bunları yaparken düşman da kazanmış.
Bir hatası, ki kendi de itiraf ediyor, kırsalda, bir bağ ortamında, arkadaşlarının gazına gelip, uyarmasına, video çekilmesin demesine rağmen tabancasını çıkartıp bir şarjör boşaltması. Tabi silahına el konuluyor. Ama ihtiyacı var. Dedim ya, dostları kadar düşman da ediniyor bunları yaparken.
*
Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazmış. Ama gönderememiş. Mahallede 2 cami var, depremde ciddi zarar görmüş. Onların bakım onarımını sağlamış, bunlar için Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel’den yardım, destek görmüş. Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Murat Kurum’dan sözler almış. Seviyor, dua ediyor.
Seçimden önce vaad ettiği üzere birkaç noktaya banka ATM’leri koydurmuş. Mahalleye, gençler için sosyal tesis şart iken, bunun sözünü vermiş Fırat Görgel. Mahallenin bir eksiği de sağlık ocağı. İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Vehbi Şirikçi de temini için gayret edeceği sözünü veriyor. Depremde vatandaşın yaralarını sarmak için gecesini gündüzüne katmış. İnsana dokunmuş, büyükle büyük, küçükle küçük olmuş, yüreğinde insan biriktirdiği için gönüller köprüsü kurmuş.
Aslında sinirli, gergin bir insanmış. Ama muhtarlık onu munis, cana yakın hale getirmiş. Yukarıda da söyledim, gözünü budaktan, lafını dudaktan esirgeyecek biri değil. Yaptığının, söylediğinin arkasında duruyor. Geri vitesi olmayan adam.
Mahallede torbacı dediğimiz uyuşturucu satıcıları ve kullanıcıları çok. Bunlarla başı dertte. Tehditler de aldığını söylüyor. Hedef haline gelmiş. Bu işi yapanlar genelde Suriyeli. Silaha bunlar için, asayişi temin için, mahallenin huzuru için, can güvenliği için ihtiyaç duyuyor.
Bir de önceki dönemden kalan sorumsuzluk, ciddiyetsizlikleri, kirli ilişkileri, çıkar hesaplarını gidermek için verdiği uğraş takdire şayan. Elini, yüreğini, gövdesini ortaya koymuş bunlar için.
Germenicia bu şehir için, mahalle için bir servet. Yer altı tarihi zenginliği. Ortaya çıkartmak, günümüze kazandırmak için uğraş da veriyor. Bunun için Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile irtibat içinde olacak. Tarihi dokuyu mahalleye kazandırma çabası, onun geçmişe, tarihe verdiği önemi ortaya koyması açısından harika.
Bir de, önceki dönem artıklarının kurgusu ile sosyal medya paylaşımcıları ile de başı dertte. Hakkındaki yalan yanlış, tamamen algıya yönelik videolar için ‘ağzını bozmuş’ olsa da, onlarla da uğraşıyor bir yandan. Onları, bu yapıları hastalıklı buluyor. Zaten suç duyurusunda da bulunmuş.
Bürokrasiden, yerel yönetimlerden ve iş dünyasından gelmeyen kalmamış. Dedim ya, geri vitesi olmasa da, sempatik, popüler bir insan. Yaptıklarını dinlerken yorulsanız da o bundan büyük haz alıyor.
Muhtarlar Dernek Başkanı Atilla Erimhan başta olmak üzere, diğer muhtar arkadaşları ile uyumlu, verimli bir çalışmayı kendine ilke edinmiş. Dürüstlük, adalet, hakça paylaşım, namus ve hizmet kavramlarını kırmızı çizgi ilan etmiş.
Muhtarlık binası bir saray yavrusu. Şık, modern döşenmiş, tamamen Türk Osmanlı geleneğinin izlerini bulursunuz içeride. Girdiğinizde kendinizi güvende buluyorsunuz. Suriyeli sakinlere hizmetleri, yapılanaları, yapılacakları anlatabilmek için arapça uyarılar, mesajlar da elektronik ortamda dönüyor duvarlarında. sapına kadar milliyetçi, muhafazakar, özü sözü bir muhtar O.
Dedim ya, muhtarlık zor meslek. Ama Muhammet Yetişmiş, zoru seven, başarabilmeyi kafasına koyan yerel yönetici. Dulkadiroğlu’nun vitrini. Başkanlar; Fırat Görgel’den, Mehmet Akpınar’dan ve arkadaşlarından gördüğü ilgi, destek, onu başarıya taşıyacaktır.
Yaptıklarını, hizmetlerini dinlemek, O’nu anlamak, anlatmak için gidip bir bardak çayını içmek şart.
Şu sözü çok önemserim, ki bir Sümer Atasözüdür; 'Bir köyde çoban değişecekse, buna köylüler karar verir, koyunlar değil'