2025-07-06 22:16:54

Eleştirilerden rahatsız olanlar ve frene basmak!

Mehmet FİSKECİ

mfiskeci_kimlik@hotmail.com 06 Temmuz 2025, 22:16

Geçenlerde, senelerdir AK Parti’de üst düzey görev almış, beyefendiliği yanında, tatlı dili ve güler yüzü kadar gerek kişiliği, gerekse bizlere olan yakınlığı ile yakından tanıdığımız değerli bir dostumuz aradı, resmen ve alenen akıl verdi; “Biraz frene bassan iyi olur!”

Uyarı mıydı, tehdit miydi, bilemedim. Kullandığı dil yumuşaktı, samimiydi, sevecendi, sıcaktı. Ve saygılı…

Hakaret etmiyoruz, tehdit ve şantaj kokusu da yok içinde, belden aşağı vurmak zaten bizim kitabımızda yazmaz, eleştiri memleket için ve gazetecilik etik kuralları içinde yapılıyor, o halde derdiniz ne?

*

Bu kardeşimizin partiye, davaya ve şehrimiz adına olan sempatisini, sevgisini  ve bizlere olan saygısını, koyduğu mesafeyi çok iyi bilen birisi olarak, “Benim arabam yok. Kullanmadığım, olmayan arabam için frene nasıl basacağım!” diyerek aklımca espri yaptım.

Üzerime almayacağımı bile bile, bana, “Sen bırak sıradan bir araba kullanmayı, otobüs bile sürersin de, hatta uçak bile kullanabilecek çapta, yetenekte bir gazetecisin! Lütfen!” diye biraz da koltuktan vererek ricada bulunduğunda, yerimin darlığı sebebiyle sohbeti kısa kesmek zorunda kaldık.

*

Meseleyi anlamıştım şıp diye. Zaman zaman Büyükşehir dahil, ilçe belediye başkanları yanında, bazı sivil toplum kuruluş başkanlarını da ince ince de olsa eleştirmemden rahatsız olanlar varmış. Peki, o eleştirdiğimiz kimselerin,  biz basın mensupları için sağda solda, ulu orta söylediklerinden bizim rahatsız olma hakkımız, lüksümüz yok mu?

Hep frene basmak zorunda ben mi bırakılmalıyım?

Başkanlar üstelik araba da kullanıyor, belediyeyi yönetecek kadar olmasa da, araba kullanacak kadar ehliyetleri vardır da sanıyorum, peki neden kendileri frene basmıyor da, yerel basına veryansın ediyor. İyi, bilumum başkanlar, eleştiri muhatapları söylese, konuşsa, ileri geri laflar etse mübah, biz yazınca günah öyle mi?

Bizim meslek bu kadar mı ayağa düştü, gazetecilik bu kadar mı ucuz?

*

Biz sayın başkanları eleştirmek için can atmıyoruz. Gazeteciliği sırf kendisi ve onların koltukları üzerine de tesis etmedik. Sırf büyükşehre, ilçelere ve diğer başkanlara odaklanmadık. Başkanın herhangi biri bir pot kırsa da eleştirsek, bir yanlış cümle kullansa da canını çıkartsak, bir icraat sergilemese de yerden yere vursak diye gözlerimizi, kulaklarımızı büyükşehre, ilçelere, siyasilere, spor camiasına çevirmedik.

Bu dünya, bu şehir sadece o anlı şanlı başkanların, siyasi partilerin ve onun temsilcisi gösterilen milletvekillerinin etrafında dönmüyor.

Bu şehir sadece irili ufaklı, iktidar veya muhalefet fark etmez siyasi cenahtan ibaret değil.

*

Adının önünde başkan yazan her kim varsa bu şehirde biraz söylediklerine dikkat etmeli. Ne demiş büyükler, ‘dilim dilim, başıma giydirir dilim!’

Yine büyüklerin, ‘kişilerin çektiği dil belasıdır!’ lafını kulak arkası edeceksin, milletin içinde, kalabalıklarda gazetecileri aşağılayacaksın, hakaret edeceksin,  seviyesi düşüreceksin, sonra da gazeteci eleştirince çemkireceksin.

Yok ya, bu kadar ucuz demek? Bu kadar kolay demek! Bu kadar basit demek!

*

Gazeteci görevini yapar. Bizim kimsenin aklına da ihtiyacımız yok! Ha, bizim paralı, maaşlı akıldanelerimiz de yok! Kusura bakmayın, biz akıldan perişan değiliz! Sizin emir eriniz, paralı gazetecileriniz, biat eden yayın organınız değiliz.

İyi be! Sen ağzına geleni söyle, lafını esirgeme, beni hiç say, yok yerine koy, sonra ben yazınca yerinden fırla, öyle mi?

Kusura bakmayın, biz de başkanlarımızı, siyasilerimizi sizler kadar, başkaları kadar, Ankara kadar seviyoruz. Hizmetlerini, aklıselim uygulamalarını, belediyenin çıkarları konusunda attığı adımları yazarken, tebrik ve takdir ederken sesiniz çıkmayacak, arayıp da bir ‘Yahu sayın gazeteci, lütfetmiş, teveccüh göstermişsin! Teşekkür ederim!’ demeyeceksin,  bu nezaketi esirgeyeceksin, sonra toplu iğne kadar eleştiri gelince havalara hoplayacaksın!

*

Kusura bakma azizim, laf sahibinden çoğalır! 

Her zaman söyler, yazarım; Şayet birini kurşuna dizecekseniz, ilk kurşunu hiç günahı olmayan sıksın!

Var mısın, hazır mısın!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.