Geçen hafta sonundaki Baydemirli Güreş Festivali her açıdan ilginçlik doluydu. Bir kere, 15 yıldır yapılmayan güreşler, yeniden Dulkadiroğlu Belediyesi ile hayat bulmuş, insanlar kıran kırana geçen güreşlere doymuştu.
Alanın darlığı yine eleştiri alırken, organizasyon her açıdan dört dörtlük olsa da, öğleden sonra başlayan yağmur, festivalin bitişini erkene çekti. Olsun, her şeye rağmen unutulmuş, ara verilmiş bir gelenek bölgenin insanı, Belediye Başkan Yardımcısı Latif Öztürk’ün de maddi, manevi ve teknik gayretleri ile küllerinden yeniden doğmuştu.
*
Bu yıl, tabiatın üreticiye, çiftçiye, köylüye ve birçok bölgeye olduğu kadar şehrimize de zarar veren don olayı, bölgenin en önemli geçim kaynağı, üretim unsurlarından üzüm ve ceviz yoktu. Bağında üzümü ve cevizi olanlar ancak kendilerine ve özel dostlarına ayırdılar. Şıra ürünleri için daha fazlası yoktu.
*
Geldik yine Dulkadiroğlu Belediyesine. İlçede devlet gücünü ortaya koymuş. Her yanda araçlar, kuleler dolu. Gerek TOKİ, gerekse EPP ve Emlak konut, ilçeyi ahtapot gibi sarmış, çalışma temposu müthiş. Ha, ilçede yürüyebilmek, bir adrese ulaşabilmek, eve gidebilmek kolay mı, değil. Navigasyon cihazı açsanız, kafayı yer, kendinizi kaybedersiniz. Her yan toz, toprak. Yarın yağmur yağdığında çamurdan geçilemeyecek.
Muhtemelen bu ayın sonuna kadar da yağış gözükmüyor olsa da, Kasım ayı itibariyle yaşanacakları şöyle bir gözünüzün önüne getirin!
Fakat Allah var, Dulkadiroğlu Belediyesi, onun mümtaz Başkanı Mehmet Akpınar çalışıyor. Kendi alanında çırpınıyor halkı için, yaşanabilir ilçesi için.
*
Geldik yine Baydemirli, halktaki ismiyle Bertiz’e. Yol, çok yerde değilse de ara ara yerler hala stabilize. Yedikuyular’dan gittiğimiz için biliyorum, giderken 2 köprüden geçiyorsunuz, dar ve yetersizler. 2 araç yan yana geçemiyor. 1960’lardan kalma 2’si de. Büyükşehir’e düşen, bu yıl geçti de, önümüzdeki yıl bu 2 köprüyü genişletmek, ulaşıma rahatlık sağlamak. Çile, işkence çekmeye kimsenin tahammülü yok!
*
Güreş festivalinde en çok alkış alanlar olarak başta Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel olmak üzere, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. İrfan Karatutlu’yu ve CHP siyasetinin atom karıncası Ali Öztunç’u sıralamıştım.
Allah için, Baydemirli halkı Fırat Görgel’i çok seviyor. Haddinden fazla. Çünkü hizmetleriyle, verdiği sözleri tutmasıyla halkın gönlünde yer edindi, silinmeyecek, unutulmayacak kadar.
Başkan Mehmet Akpınar desen, zaten ilçenin her şeyi. Hem bölgenin insanı, hem hizmet adamı. Sevgisi müthiş.
Ali Öztunç siyasetin s’sine bile girmedi, fakat Allah’ın hikmeti, vatandaşı coşturdu, demek ki seviliyormuş, alkış üstüne alkış topladı.
İrfan Karatutlu, sahaya konuşmak için çıktığında damardan girdi. Biliyorsunuz, gerek meclis kürsüsünden, gerekse zaman ve zemin bulduğunda bölgenin ulaşımını ve sağlık sorununu gündeminden düşürmemişti. Merkezden Baydemirli’ye çıkacak bir tünel. Yani Ahırdağı’nı delerek. Bunun için, Şirin için dağları delen Ferhat misali, meseleyi dilinden hiç düşürmedi.
Bir de, bölgeye hitap edecek Sağlık Merkezi… Bu iki proje Karatutlu’yu güreş alanında zirveye taşıdı. Önerileri kabul gördü, alanın alkışa boğulması da bu yüzdendi.
*
Ağalık vermeyle olurmuş.
Dulkadiroğlu Belediye Başkan Yardımcısı sevgili Latif Öztürk, bu bölgenin evladı, akil insanı. Baydemirli güreş sahasını 15 yıl aradan sonra hayata geçirdi, ölüyü diriltti amiyane tabirle. Maddi manevi desteği kadar, teknik desteğini de esirgemedi, zaman harcadı ve güreşseverleri kıran kırana geçen bir güreş festivali ile buluşturdu.
Ağalık hakkıydı. Çünkü vermeden almak Allah’a mahsus derler, o üzerine düşenin fazlasını verdi alana, bölgeye.
Alan içinde, at üzerinde dolaşırken, yüzündeki mutluluk ifadesini resmedecek ressam daha dünyaya gelmemiş olacak ki, keyfine, neşesine diyecek yoktu.
*
Geldik zurnanın zırt dediği yere…
Yazı uzadı, kısa kesip Aydın havası (abası) yapmam gerekiyor. Önümüzdeki yazıda, bir servetin, bir hazinenin üzerinde yaşayan, bunun farkındalar veya değiller bilemem, bölgede, Boyalı’ya giderken köprünün solunda, hemen hemen köyün girişinde, İdris Eryılmaz’a ait (boruların döşendiği, mal sahibince çalışmaların yapıldığı biliniyor) bağın-tarlanın içinden, 800 metreden çıkan 65 derecedeki sıcak sudan…
Yine aynı bölgede, bu kez köprünün sağındaki Köşkerler Obası civarında çıkıp vatandaşın sobasında yaktığı kömür rezervinden…
20 sene önce çıkarttığım MANŞET Gazetesi’nin ilk sayısında haberini de yapmıştım, Kılağlı’da çıkıp da üzeri örtülen, iddiaya göre dış güçlerin çıkarılmasına izin vermediği petrol kaynağı-kuyusundan…
Kışın en çok karın yağdığı, kaynak su oluşturduğu Taşpınar Vadisi’nden, daha ileri gidildiğinde göl oluşturup, dümdüz ova bilinen bölgeden hatırı sayılır bir iş adamının 20 dönümlük alanı aldığını yazacağım.
Bu yazdıklarım hayat bulsun, hayata geçirilsin, bölgenin çehresi, kaderi değişir. Kaderiniz kara değilse, Kader mahallenizin deli kızı değilse şayet!
Bekleyin!