2025-07-26 13:03:28

Aptala anlatır gibi tane tane anlatıyorum!

Mehmet FİSKECİ

mfiskeci_kimlik@hotmail.com 26 Temmuz 2025, 13:03

Lafa gelince, (lafa gelince Hz. Ömer, icraata gelince Turist Ömer, öyle mi?) bu şehrin değerlerine, varlıklarına, kültürel mirasına, isim yapmış veya bilinmeyen kahramanlarına sahip çıkma konusunda hem fikir miyiz, evet.

Bu kadim şehir bizim. Mutabık mıyız, elbette.

Bu şehrin beyefendisine de, dümbüğüne de, hanımefendisine de, orospusuna da sahip çıkmak gibi bir mecburiyetimiz var mı, evet veya hayır diyenlerden tarafım.

Marka ve firmalar korunmalı, desteklenmeli, mesleği ve kariyeri ne olursa olsun, mezhebi, dili, dini, tuttuğu takım, oy verdiği parti beni-bizi ilgilendirmez, şehre katma değer kazandırıyorsa, yanında mıyız, tabi ki.

*

Peki, geliyorum su meselesine. Şu meşhur, zaman zaman bize kabuslar yaratan su kesintisi konusuna.

HG HOSPİTAL Doktoru Mustafa Eren’e atılan çirkin, iğrenç yalan ve iftiraya karşı tepki verenlerden biri olan meslektaşım Mesut Tuğrul kardeşim, bir  diğer mesele su olunca başlığı mükemmel atmış, takdir ettim, şu; ‘Ayvalı Barajı alarm veriyor, Çözüm Kılavuzlu’dan geliyor!’

Başkan Fırat Görgel uyku da uyumuyor, sürekli sahada. Küresel kuraklık ve iklim değişikliği yanında, bugüne kadar su yönetimine önem verilmemesi, içme suyu temininde ciddi sıkıntılar yaşattı.

Aynı zamanda sulanması gereken 60 bin dönüm arazi var. Ayvalı Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 2’lerde seyrederken, Başkan Fırat nasıl uyku uyusun, ne ara yemek yesin, ne ara dinlensin.

Şimdi Kılavuzlu Barajı devreye alındı, buradan alınan su, Sümer Mahallesindeki terfi istasyonu vasıtasıyla arıtma tesisine pompaj sistemiyle aktarılacak, arıtılan su şebekeye verilecek, şehrin içme suyu ihtiyacı karşılanmış olacak.

Bunun için uzun bir süreç gerektirse de, feraset ve dirayet sahibi Görgel, bu süreyi 1,5 yıla indirme niyetinde.

Bunu anlamak istemeyenlere aptala anlatır gibi tane tane anlatmak istiyorum, Fırat Görgel ve KASKİ ekibi 7/24 çalışıyor. Biraz sabır, biraz tahammül, biraz anlayış!

*

Gel gelelim Opr. Dr. Mustafa Eren’e atılan asılsız çirkin iftiraya. Meslektaşım sevgili İbrahim Karadeniz’in dediği gibi, tabi ki yalnız değil, kınıyoruz. Meslekteki gelinene son noktayı göstermesi açısından, bu çirkin ve iğrenç paylaşımı yapanlar, mahlukatalar, meczuplar ne gazeteci, yanından bile geçemezlerken,  yerlerde gezen karakterlerini sergileyen bu sosyal medya maymunlarının; ‘duymuştuk, öyle diyorlar, iddia ediliyor!’ türündeki bilgisiz, belgesiz ve tamamen şantaj kokan paylaşım yel kayadan ne götürür misali, sevgili Dr. Eren’e çamur bulaştırmaz.

Aynı tepkiyi gösterenlerden biri de genç yetenek Serdar Bursalı. “Toplumun önünde erdemli duruş sergilemekten uzak, edepsiz, ahlaksız bazı isimlerin, perde arkasında memlekete hizmet edenlere iftira attığı günleri yaşıyoruz. Hem de 24 Temmuz Basın Bayramında. Hakikat susmaz, vicdan eğilmez!”

Daha ne desin sevgili Serdar.

Çapsız, özgül ağırlıktan yoksun, gazeteci demek kendime ve meslektaşlarıma hakaret olur, iki kuruş için insan onuru ile oynamayı alışkanlık ve meslek edinen şarlatanlara sesleniyor, aptala anlatır gibi tane tane anlatıyorum ki duysunlar, hem HG Hospital’ın, hem de Mustafa Eren’in yanındayız.

Karadeniz’in dediği gibi, o güzel insanı, o tüm hastalarının olduğu kadar kent insanının yakından tanıyıp sevdiği doktoru size yedirmeyiz! Kursağınızda kalır!

*

Bir pet şişe suda fırtına koparan, lafa gelince şehir milliyetçiliği etiketine laf söyletmeyen üst ve ortak akıldan perişan, dondurmanın başkentinde, dünya markası haline gelmiş, bayrağımızı ve adımızı Türkiye ve dünyanın dört bir yanında dalgalandırmış, duyurmuş MADO, KERVAN, AKDO gibi markalarımız varken, içinde bir gram süt ve salep bulunmayan, süt tozu ve donmuş yağdan ibaret, üstelik de tamamen kimyasal boyalardan üretilen, üretilen yer Maraş olduğu halde şehrin ne takımlarına, ne basın camiasına bir gram, bir delikli kuruş katkısı olmayan marka ve firmaların ürünlerine sarılanlara derim ki, aptal olmayın!

Bakın, tekrar ediyorum, aptala anlatır gibi tane tane anlatıyorum, kendi ürünlerimiz, markalarımız varken, (rekabete elbette okey, serbest piyasa ekonomisine eyvallah da, sizin şehir milliyetçiliğiniz nerede kaldı?) üstelik de sermayesinin yüzde 80’i yabancı olan ürünlere olan düşkünlüğünüz nereden geliyor?

*

Son… Konumuz Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Şahin. Soyadı gibi cevval, atılgan, tuttuğunu koparan, konulara ve şehrin sorunlarına hakim.

Kolay değil, şehir 6 Şubat depreminde ciddi bir yıkım yaşadı. Rezerv alanları, yerinde dönüşüm, hak sahipliği, kentsel dönüşüm gibi temel, biraz da insanların kuşku ile yaklaştığı meselelere karşı son derece bilgili, donanımlı.

Hani Karatutum, çatalkaram meclis kürsüsünde her fırsatta ‘Kayseri-Develiden’ dese de, sürekli sahada olup, sorunlara çözüm odaklı yaklaşan, kapısını çalan herkesi bilgilendirme noktasında tüm mesaisini harcayan bu genç adam için söylenenlere aldırmıyorum.

Onlara, aptala anlatır gibi tane tane anlatıyorum, şehrin yeniden ihya ve inşası için elini taşın altına koyan bu genç adama sahip çıkmak gibi bir vicdani, ahlakı sorumluluğumuz var!

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.