banner1482

Şu bir gerçek ki, yüzyılın depremi yıkım yaparken ne zengin dinledi, ne fakir. Deprem sonrası ortak acılar sarılmaya başlanırken, çadırlarda, okul bahçelerinde dikkat ederseniz herkes aynı ateşte ısınmaya başladı. Ateş de zengini başka, fakiri başka ısıtmadı.

Güya bu sene 12 Şubat Kurtuluş Bayramının Cumhuriyetin kuruluşuna denk gelmesi sebebiyle, 103. Yıldönümünü kutlayacaktık. O kadar da hazırlıklar yapıldı olmadı, kısmet değilmiş. Bizleri uykusunda yakalayan deprem, tüm hayalleri çaldığı yetmemiş gibi, enkaz altında bıraktı.

Kimbilir hatıralardan başka neler kaldı enkaz altında.

Kiminin senelerin birikimi olan paraları.

Kimilerin, özellikle kadınlarımızın mücevherleri. Ve hayalleri.

*

Acılar ortak. Herkesin canı burnunda. Herkes burnundan soluyor. Gülen, gülümseyen yüzler yok artık. Kaygı, endişe hakim insanların yüzünde.

Ama bu şehir, inancım odur ki, ortak akılla yeniden inşa edilecek, yeniden ayağa kalkacak, yeniden eski hayat dolu, yaşanabilir bir Kahramanmaraş bize bırakılacaktır.

Hepimizin geleceğe dair hayalleri varken, yıkılırken, enkaz altında kalırken, ben kurumlara, firmalara yapılan fiber saldırılara dair birkaç kelime etmek istiyorum.

Kahramanmaraş dondurmanın başkenti. Bunda hemfikiriz. Sektörle alakalı isim yapmış, kendini dünyaya kabul ettirmiş markalarımız varken, sosyal medyada bizlere, aynı sektörde emek veren kardeşlerimize yoğun saldırıların olduğunu gördüm.

Şehre katma değer sağlayan biz ve aynı sektördeki kardeşlerimiz, bu saldırıları, suçlamaları hak etmiyorlar. Zaten acıları büyük, zaten işyerleri yıkılmış, elamanları enkaz altında kalmış insanları bir kere daha yaralamanın, bir kere daha enkazın altına gömmenin kimseye faydası yok.

*

Sosyal medya her şeyi apaçık ortaya koyuyor.

Yok bayat simit satılmış, yok parası ile verilmiş, yok parası olmayana kapı gösterilmiş gibi, altı astarı olmayan yalanlarla itibar suikastına gidilince, zaten canı burnunda olan, geleceği, hayalleri yıkılan, çalışan personeli açıkta kalan, şimdi herkesin aş ve işi düşündüğü zamanda bizlere yapılan bu haksız saldırıyı, bu mesnetsiz suçlamaları kabul etmiyoruz.

*

AKDO olarak ücretsiz ekmek, simit-bogaça gibi unlu mamulleri dağıttığımızı biliyor herkes. Ücretsiz.

Acılarımız ortak. Hala böyle iken bu acıların üzerine bir de yalanlar inşa etmek, tuzu biberi olmuş.

Biz bunları hak etmedik. Kimse hak etmedi. Hepimizin evi, işyeri enkaz altında kalır, ya da çok hasarlı olması sebebiyle insanları kara kara düşündürürken, bu tür haksız saldırılar, itibar suikastları kimseye yarar sağlamayacaktır.

Biz bu haksız eleştirileri hak etmedik! Ama…

Şikâyet etmiyorum, bilin diye söylüyorum!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol