Aşağıda okuyacağınız yazı tamamen Ahmet Hakan’a ait. Yer yer benim de katkılarım olmadı değil. Eeeee, izin verin de bizim de çorbada tuzumuz bulunsun!
Sayın yazar yeni-eski başlayan tüm agresif yazarlara seslenerek, biraz nasihatler çekmiş. Bu zamanda en kolay şey, nasihat etmek, en zoru da o nasihatleri yerine getirmek!
Ben, bu yazıyı ne oldum delisi olan sözüm ona köşe yazarlarına ithaf ediyorum:
  • Hey dostum! Sakin ol, yavaşla biraz. Gittiğin yererde olduğundan fazla görünme, “Ben bu gazetenin tek sorumlusuyum, gazete benden sorulur!” diye apır zapır laflar etme!
  • Hemen sırtını bir yere, birilerine dayama. Unutma, duvara yaslanma çöker, insana yaslanma ölür. Genç adamsın, belki daha önünde çok uzun seneler var, önce çalıştığın yerde kovulmayı falan göze al. Korkma! Sırtını dayayacak, sömürecek, kanını emecek başka birini bulursun. Sende bu sülük karakteri olduktan sonra…
  • Daha başlayalı birkaç yıl oldu, bakıyorum hemen yandaş safına dâhil oldun! Papağan gibi aynı şeyleri tekrarlıyorsun. Bırak, biraz vakit geçsin. Bırak, biraz vakit…
  • Hayatının 15dakikalık olağan şöhretine ulaşmak yerine, kalıcı olmayı dene ve hedef haline getir!
  • Polemik tabi ki iyidir. Ama inandırıcı, sahici olursa… “Şuna bir çakayım çarşı karışsın. Nasıl olsa mahallenin namus bekçisi benim (!)” dersen, yapaylığın fark edilir. Unutma! Yazıda samimiyet de, samimiyetsizlik de “çarpan” etkisi yapar.
  • Hep yandaşlık yaparsan, yalakalığı ve yavşaklığı meslek edinirsen, en başta yandaşı oldukların seni ciddiye alamazlar. Yani göstermelik de olsa arada sırada çakmayı sakın unutma!
  • Zaten karaktersizin-şerefsizin tekisin. Sana kucak açanlara, sofrasını açanlara ihanetini sergilediğini bilmeyen yok bu memlekette. Hiç’tin, piç oldun! Terfi ettin, aferin! Yaptığın işi asla ve kata abartma! Dünyayı kurtarmıyorsun, insanlığın sırrını ifşa etmiyorsun. “Dağları ben yarattım, burası benim alanım, kimse giremez!” diye havalara girme! Bak, mezarlık vazgeçilmezlerle dolu. Gün gelir, senin de ipini çekerler, sap gibi ortada kalırsın! Sonuçta iyi kötü bir yazı yazıyorsun, o kadar. Seni, kendini bir şey sanmaya iten dolduruşlara ve gaza gelme!
  • İyi sohbetçi-kötü yazar olma, olacaksan; kötü sohbetçi-iyi yazar ol.
  • Ama her şeyden önce adam ol, adam!
  •  
SİTEMİZ HAKKINDA BİRKAÇ NOT!
 
Babam Mehmet Fiskeci geç kalmış olmakla, gazetemizin sitesini kurduğu günden beri gözlemlediğim şu; “Daha önce açmalıydınız. Farklı yorumlar, özel haberler var! Hele ehele Mehmet Fiskeci gibi birini takip etmek, okumak ayrı bir zevk!” diyen eş-dost ve okurların yorumları beni de sevindiriyor. Gururlandırıyor da…
Evet, geç kaldık. Ama patron (babam) öyle istedi.
İzlenir oranı yüksek, her geçen gün daha da mükemmele gidecek gibi.
Desteğinizi bekliyoruz!
 
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol