Yılın futbolcusu, yılın olayı, yılın babası, yılın anası, yılın bebesi, yılın ebesi, yılın bürokratı, yılın takımı, yılın kulübü, yılın mucizesi, yılın işadamı, yılın iş kadını, yılın bilmem nesi… Say sayabildiğin kadar.
Lafı yerel ve ulusal siyasetin mihenk taşı haline gelen, içeride olduğu kadar dışarıda da ülkemizi, şehrimizi başarı ile temsil eden, siyasi elçimiz, yüz akımız, gururumuz Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş Milletvekili sayın Doç. Dr. Zuhal Karakoç Dora da bana göre yılın fotoğrafı karesine girdi.
Neden mi icap etti? Nizaha, mizaha değil, izaha muhtaç!
*
O Zühal Karakoç Dora ki meclis tatilde olsun olmasın, şehre her geldiğinde halkın arasından çıkmayan, giyse de topuklu ayakkabı, ‘daha yeni boyatmıştım, aman çamur olmasın, aman ayakkabımın topuğu kırılmasın!’ endişenden uzak, kırsalda, köyde, mezrada, oba’da herkesin kapısını çalan, kabul görürüm-görmem endişe ve kaygısı gütmeden, insanların etnik kimliğine, kılık kıyafetine bakmadan bağrına basan cesur yürek siyasetçi.
İçten ve samimi her şeyden önce.
*
Bırakın bir yaşlının elini öpmeyi, elini uzatmayı, tokalaşmayı dahi zül sayanlara inat sarılıyor, yaşlıların elini öpüyor, bağrına basıyor, gazetecilerle halay çekiyor, çarpışan arabaya binip gençlerin heyecanına ortak oluyor.
Telefonu da 7/24 açık, geç vakit de olsa arayanlara çemkirmiyor! Ben O’nu kelebeğe benzetirim, uçuyor, konuyor. Kelebekler kendi kanatlarını göremezlermiş. O vakit, nasıl bir güzelliğe, bir erdeme, bir karaktere sahip olduğunun da farkına varamazlarmış.
*
Sadece kurban bayramında değil, bir lokantaya gittiğinde muhtemelen kıyma veya kuşbaşı yerine mutlaka ciğer ve yürek yemiştir ki, ne sazını, ne lafını dudaktan, ne gözünü budaktan esirgiyor. (icap ettiği yerde)
O, düz ve net.
O, nezaket, zarafet ve letafet timsali.
O, Cumhur ittifakının en güçlü silahı, savunucusu.
O, kadın futbolcu olsaydı, her mevkiinin hakkını verebilecek bir sporcu olurdu.
O, oturan, yürüyen değil, 100 metre değil, maraton koşucusu bir siyasetçi
*
Siyasetle ilgilenen herkesin; ‘Keşke bizim partimizde de böyle cesur, memleketin sorunlarını büyük harflerle mecliste dile getiren, çözüm odaklı siyaseti ile siyasete seviye ve kalite getiren milletvekili olsa!’ dediği, diyebileceği imrenilecek birisidir Zuhal Karakoç Dora.
Ha, olsa demekle iş bitmiyor mi, elbette ki hayır!
Kadın olsun erkek olsun, siyaset üretmiyorsa, halka rağmen siyaseti meslek olarak görüyorsa, halktan kopuksa, halkın dertleriyle dertlenmiyor, vatandaşın telefonlarına çıkmıyorsa, toplumda karşılığı yok demektir.

Gelelim finale!
Yılın en’leri genellikle yıl sonlarında gazetelerin sayfalarını süsler. Biz yılın sonunu beklemedik, yazı içindeki fotoğraf karesini belgesel, bir onur nişanesi sayarak milletvekilimiz sayın Doç. Dr. Zuhal Karakoç, yılın siyasetçisi, çoluk-çocuk, yaşlı veya genç kadınları kucaklayan, bağrına basmaktan yüksünmeyen bir milletvekili.
O’nu şefkatle öpen o nur yüzlü kadın ile çekilmiş fotoğraf karesini de yılın fotoğrafı seçtik!
Ne dersiniz, hak etmiyor mu?
*
Son sözüm; oy verir veya vermezsiniz, sever veya sevmezesiniz, şu lafı akılınızdan çıkartmayın;
‘Bala tuz katılmaz!’
Hülasa, benim ‘kızım’ bir başka!





