Yanlıştan dönmenin onurlu bir yolu var mı?

02 Ocak 2022, 12:07

108 kez okundu.

Yok, yokmuş!

Cevizi kır, pot kır, tamiri mümkün olmayan gönül kır, sonra da ‘süllümden endim, sözümden döndüm!’ diyerek kendini temize çıkartmak adına özür dilemeye kalkış!

Kimse yemez, kimse bu tuzaklara düşmez, kimse bu samimiyetsizliğe prim vermez!

Bir kere, gönül köprüsünün ayaklarına dinamiti yerleştiren sensin, bir kere orta büyüklükteki pastanın en büyük dilimine sahip olmaya çalışacaksın, bunu yaparken, düşünürken, aklından geçirirken kul hakkını elinin tersi ile kenara iteceksin, sonra da göstermelik, zaten AK Parti var diye alnın zorla secdeye varıyor, kalkıp iki rekât namaz kılacaksın!

Sen bir gözümün içine baksana, anan güzel mi o kadar!

Şu gerçek de var, kimse, ama h iç kimse, bıçak kemiğe dayanmadan yanlıştan dönmez, dönmeyi de aklından geçirmez. Dönmeye çalışa da bu ona pahalıya patlar, mal olur.

Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesinde yönetimsel ve dışarıdan müdahale konusunda sıkıntılar yaşanırken, özellikle ‘Ben demiştim zaten’ciler türemeye başladı ve her şeyi önceden bilenler kulübünün şeref üyesi olup bu meselede ahkam kesenler ve onlara bağlı kitleler, hemen rahat pozisyona geçtiler.

Benim, senin, ötekinin Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesi hakkındaki bildiklerim ‘umumi malumat’ seviyesinde, çoğu da kulaktan dolma.

Ama bir kırılma yaşandı.

Bu şehirde yatırımı düşünen, ancak arsa bulamayıp şanslarını, kısmetlerini, beklentilerini komşu illere taşıyan girişimciler, yatırım-ihracat-istihdam fay hattı üzerinde iken, devrim önce kendi evlatlarını yer kuralını da dikkate aldığımızda, bu işler hısım-akraba-kan bağı’nı bile bir tarafa bırakıyor.

Devrimin kendi kendini yeme devri bitti, şimdi herkes kendi kendini yiyor. Aslan’ın yavrusunu yediği gibi.

Bu bir post kavgasını, rant kavgası mı, iç hesaplaşma mı adını koyamasam da, bir iç hesaplaşma var gibi.

Hem de sanayiciler içinde düzenin rol modeli olmayı kafasına koyan ve bunda ısrar edenler, bütünü yönetemiyorsan böl ve yönet taktiğine emi niyetlendiler, vallahi de bilemedim, billahi de çözemedim!

Bir nefis hesaplaşmasından çok, bir çıkar çatışmasından kim galip gelir, kim yara alır, şehir bundan etkilenir mi, gerisini düşünmek bile istemiyorum.

‘Kul hakkı’ mı dediniz, anlamadım, bir daha söyleyin hele!

Yakınları ile mi, kendi nefsi ile mi işte onu çözemedim!