Kuşkusuz vergi kutsaldır. Çalışarak kazanan, üreten, ihraç eden, istihdam sağlayan hangi meslek gurubundan olursa olsun, devlete vergi vermek en kutsal görevi.

Devlet, vatandaşlardan toplanan vergilerle ayakta durur. Ödenen vergiler, bize elektrik, yol, su olarak geri döner. Bunu biliyoruz ve farkındayız.

Ah bir de, alırken de satarken de kazanan kuyumcular vergi rekortmenleri arasındaki yerlerini alsalar, keşke diyorum da, geçiyorum onu bir kalem.

Altınların içinde adeta boğulan anlı şanlı sözüm ona dürüstlük abidesi, kul hakkını senden benden iyi bilenler, altın veya döviz alırken, satarken yüklü oranda kazanırken, neden vergi rekortmenleri arasında yer almazlar, senelerdir düşünür dururum!

*

Günümüzde, öyle hale geldik ki, vergi verenlere enayi gözüyle bakılıyor. Alakası yok! Vatandaşlık hakları arasında vergi vermek de var!

Ama öyle! Vergi vermezsen, vergi kaçırırsan, eh Türkiye de kara para aklama cenneti, yapanın yanına kâr kalıyor, zengin oluyor, sonra da sosyal medya maymunları, pardon fenomenleri türüyor, sonra da gel bakalım içeri, doğru kodese!

Yapan, kazancının hesabını veremeyen, vergisini ödemeyen cezasını çekecek! Devlete olan sorumluluğunu yerine getirene ne derlerse desinler, çalışıyorsan, kazanıyorsan vergini vereceksin! Şart, mecbur!

*

Peki rüşvet vermek suç mu?

Tartışması bile sakıncalı, alan da veren de suçludur, cezayı gerektirir. Yine fakat diyorum, günümüzde rüşvceti de yasalaştırdılar, meşrulaştırdılar, alana da verene de itibar çok.

Hele hele siyasetçi isen, rüşvet de alıyorsan, hele bir de iktidara yakınsan, alana sevap verene günah!

Mahalli seçimler yaklaştı ya, kapıya dayandı ya, sayılı günler kaldı ya, ararlar sizi, yanınıza da gelirler, ‘Gel bizim partinin belediye meclis üyesi ol. Şu kadar para yatıracaksın yalnız!’

Partinin önemi yok, A partisi, B partisi, C partisi, X partisi, Y partisi. Hepsi de aynı deliğe i….,  pardon parmağını sokuyor.

Onlara adam değil, para lazım. Adamın kilosu kaça memlekette! Ne kadar şekerim borcumuz, 10 bin liracık.

Tamam, 10 bin lira feda olsun da, nerede yer vereceksin? Onu söylemezler, sanki devlet sırrı, sen ver 10 kağıdı, gerisini bize bırak, Allah kerim!

*

Peki bunun adı ne? Rüşvet, haraç!

Cezası var mı, yok tabi, ne alaka sonra? Peki, rüşvetin belgesi olur mu? Ne belge lan, şimdiye kadar kim belge gösterdi ki, sen göresin, ben göreyim! 

Bu devirde işin olsun istiyorsan, vereceksin rüşveti, ister bir işe gir, ister ihalede karşına çıkan problemi çöz, ister birine aracılık et, rüşveti bastıracaksın!

Hasan almaz, basan alır! Yaşamın tadı, hayatın gerçeğidir rüşvet! Torun bile rüşvetsiz öpücük vermiyor.

*

Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mahmut Beyaz yazmıştı sayfasında, ‘Belediye meclis üyeliği para ile satılır mı?’ demiş ve gerçekten önemli, güzel noktalara değinmiş. Kutlarım!

Doğru, belediye meclisi, belediyelerin karar organıdır. Başkanları çalıştırır, projelerin ve hizmetlerin vatandaşa taşınması noktasında mihenk taşı görevini yaparlar.

Maalesef satılıyor, hem de peynir ekmek gibi. Müşterisi de çok olunca…

Evet, şu sıralar herkes belediye meclisi olmak için can atıyor, araya birilerini koyuyor, para gözüne gözükmüyor zaten, nasıl olsa ileride onu fazlasıyla çıkartacak. Müteahhitlerden sıra gelirse tabi. Tamamen ranta, çıkara dayalı hareket. Kim onlar, kimiler bunar diye sormayın, geçmişe bakın, çevrenize bakın, Beyaz’ın ne demek istediğini çok iyi anlarsınız!

İşinize gelirse tabi. Ve çok merak ediyorsanız. Gerçi bir insanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş ya, neyse…

*

Makarayı başa saralım, bu zamanda vergi vermeyeceksin!!! Rüşvet ver, işin  görülsün. Lakin kaz gibi de yolunmayacaksın. Bir belediye meclis üyeliği uğruna, üstelik de en arkadan birinci sıraya koyacaklarını bile bile (rüşveti, pardon parayı alırken öyle demezler ama) bastırdığın 10 bin lira kim bilir nereye, kimlere gidiyor!

Vergi verirsen enayisin, rüşvet verirsen belki bir faydası olur. Bir gün karşına iyilik olarak çıkabilir. Milli piyango bileti almanıza da gerek yok, ver rüşveti, hayat sana güzel!

Bu arada, belediye meclis üyeliğin de hayırlı olsun! Eh, bir tatlı, bir dondurma yedirirsin artık!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol