banner1451
banner1461

Buğday taban fiyatının açıklanmasından, hele hele kurak giden mevsimden ve kuraklık nedeniyle yurdun dört bir yanında yaşanan ürün rekoltesinin düşük olmasından sonra fırıncı esnafını bir düşünce alıverdi.

Düşük rekolte demek, kuraklık sebebiyle gelişimini tamamlayamayan ekmeklik buğdayın birçok yerde saman veya hayvan yemine dönüşmesi demek.  Haliyle un çuvalı birden bire 135 liradan 175-180 liraya fırladı. Memleketteki fırlamalar arasına un çuvalı da girince, halkın ekmeğini bekleyen tehlike ‘geliyorum ha!’ sinyalleri verdi.

*

Geçenlerde bir fırıncı arkadaşımla sohbet ederken, ki hayli düşünceliydi, dert küpüne dalmış gibi kaygılıydı, “Biliyor musun Mehmet abi, böyle giderse işimiz zor!” demişti.

Zor derken…

Aslında söyleyecek çok şeyi vardı belki ama söyleyemiyordu.

Zor kolayı getirecekti akabinde. Ya fırınını satacak, bu işten elini ayağını çekecekti, ya işçi çıkartacak, dar kadro ile mesleğini sürdürecek, ya da meslek değiştirecekti ister istemez.

Bu da ekmek zammının kaçınılmazı olarak karşımıza çıkacaktı. Ekmeğe zam çözüm müydü, tabi ki değildi.

*

Fırıncılar Odası ekmek fırınlarına dayatma yapacağına, milleti canından bezdireceğine, illallah dedirteceğine, yanına aldığı sözde etkili ve yetkili kişilerle fırıncı esnafını maddi açıdan sıkıntıya sokacak eylem ve söylemlerde bulunacağına, çözüm üretme noktasında projeler geliştirmelidir.

Ekmek zammını kimse istemez, tasvip etmez. Ancak her geçen gün zarar eden, un satan firmalara borcunu ödeyemediği için, biriktiğinden ötürü artık un alacak ve isteyecek yüzü kalmadığı için fırınını unu satın aldığı firmaya devreden fırıncı esnafı varken, zaten sıkıntılı ve zor günler geçiren, moralleri yerlerde sürünen fırıncı esnafının yanında ve onlara destek olmalıdır.

Koltuğuna gömülüp oturmak yerine, fırıncı esnafına yok kaşın kara, yok gözün ela demeyi bırakıp, basit, sıradan ve hak etmediği iddia ve dedikodularla fırıncı esnafı üzerinde baskı unsuru olacağına, tüm sektörlerde olduğu gibi mesleğini zar zor sürdüren ekmek fabrikaları için neler yapılabilirin peşine düşmelidir.

*

Düşünün, fırıncı esnafı un alıyor, ekmek üretip satıyor, mesleğini idame ettirmeye, geçimini sürdürmeye çalışıyor lakin un aldığı firmaya borcunu ödeyemiyor, sonunda fırınını borçlu olduğu firmaya devrediyor.

Beyler…

Fırıncı esnafı üzerinden elinizi çekin. Baskı uygulamaktan vazgeçin!

Tamam, tabi ki denetleyeceksiniz, tabi ki gramajlarına, hijyenine, kalitesine önem verecek, dikkat edeceksiniz. Neticede bu ekmeği hepimiz tüketiyoruz. Güvenle sofralarımıza gelmesini isteriz. Pandemide herkes kaybederken, bari fırıncı esnafını rahat bırakın!

Ama onların tepesinde Demokles’in Kılıcı gibi durmaktan da vazgeçin!

Parmak sallayıp canından bezdirmeyin!

Zırt pırt denetim diye adam gönderip, ödeyemeyeceği kadar cezalarla, kendinizden tiksindirmeyin, mesleğinden soğutmayın, milleti de ekmeğinden etmeyin!

Hamur un’dan, vaziyet bundan ibaret!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol