Kartal ve şahin uçar, hem de yükseklerden uçar, 2 kilometredeki avını görür ve yakalar. Keskin gözleri, avını tutan tırnakları-pençeleri ve açıldığında 2 metreyi bulan kanatları ile yeryüzüne tepeden bakar.
Asil insanlar öyledir. Oysa yılan sürüngen. Dünyayı yukarıdan hiç seyretmemiştir.
Tek bildiği toz, zehirli fısıltıları, ani sokmalar ve muhtemelen ölüm.
*
Sen uçuyorsun, zirvedesin, hakimsin doğaya, oysa o sürünüyor.
Hadsizler, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya yeltenenler seni eleştiriyor, sana saldırıyor. Basına destek olmaz, basını eleştirir! İş dünyası ile halveti yoktur, iş dünyasına, üretenlere, istihdam edenlere, yatırım yapanlara saldırır. Yılandır onlar. Ancak sokmayı, zehirlemeyi bilirler.
Bunu senden daha bilge olduğu için yapmıyor, senin yüksekliğin ona batıyor.
*
Böyle insanlar da vardır. Yükselişini hazmedemezler.
Sana bir kötülük ettiğinden değil, senin kanatlanışın, onların yerde kalışını hatırlattığı için.
Eleştirirler, yalan söylerler, incitirler.
Gerçeği aramak için değil, seni çamura çekmek için yaparlar bunu.
*
Ama sen sürünmek için doğmadın.
Uçuşunu, başını kaldırmaya bile tenezzül etmeyenlere açıklamak zorunda değilsin.
Nefesini, düşüşünü bekleyenlere harcama.
Sessizlik. Umursamazlık.
Ve yükselmeye devam et.
Çünkü durursan, ki onu bekliyorlar, fırsat kolluyorlar, tam da istedikleri şey olacak!
Sakın fırsat verme!
Bu yazı şahin kanatlı kartallara hediyeme olsun!