Tren dediysem artık geldi ha, gelmedi ha diye senelerdir avunduğumuz, yazılan, söylenen hızlı trenden söz etmiyorum. Kabak tadı verdi zaten!

Ne yazılanların, ne de söylenenlerin inandırıcılığı kalmadı. Ama yerel ve ulusal siyaset epey zamandır bunu malzeme yaptı. Hoş Kahramanmaraş’tan geçse hızlı tren, millette binecek hal mi kaldı, imkân mı?

Havaalanı bile sağlıklı değilken, uçaklar bile istenen saatte kalkıp inemezken, bir damla yağmurda, bir hafif esintide uçaklar havada birkaç kez tur attıktan sonra Gaziantep’e mecburi iniş yaptıktan sonra, siz treni kaçırsanız, uçağı kaçırsanız ne olur, keçileri kaçırıyorsunuz, farkında değilsiniz!

*

Yazmayayım dedim, boş ver be oğlum Fiskeci dedim, baktım iman hala koymadı. Uçaklarımız yine inemiyor, yine kalkamıyor adam gibi, o vakit dedim yaklaşık iki hafta önce bir milletvekili ile yaşadığım olayı kelimesi kelimesine sizlerle paylaşayım istedim.

Ankara’dan şahsım şehrine geliyorum.

VİP’te, en öndeyim. Yanımda CHP milletvekili sayın Ali Öztunç var. Arka çaprazımızda ise AK Parti milletvekili Tuba Köksal hanımefendi oturuyor. Danışmanı ve bir bayan ile.

Selamlaşıyoruz.

*

Şehrin kaderi değişmiyor, hava muhalefeti sebebiyle uçak Kahramanmaraş üzerinde artık kaç tur attı ise inemiyor. Mecburi inişle Gaziantep Havaalanına iniyoruz. Hava çok soğuk, üstelik müthiş derecede kar yağıyor.

Uçaktan inip, VİP servis aracına bindiğimizde, milletvekili Tuba hanım ile aramızda şu diyalog geçiyor.

‘Sayın vekilim gördünüz işte, yine kendi şehrimizin havaalanına inemedik. Bakın uçakta yaşlılar, engelliler, çocuklar, öğrenciler ve işadamları varken, çektiğimiz, yaşadığımız rezilliğe bakar mısınız? Değer mi, layık bu insanlara!’

‘Evet, olmasa iyi olurdu ama oldu. Türk Hava Yolları bizi kandırdı, aldattı?’

‘Aldanmayın hanımefendi, bu insanlar size kandırılın, aldatılın diye mi oy verdi, sizi vekil seçti?’

‘Bize 2. el ILS cihazı verdiler, kabul etmedik. Dur, siz benim için ‘AK Parti kadın milletvekilleri konusunda bahtsız, kadersiz!’ diye yazmıştınız! Yine yazar mısınız!’

Unutmamış demek…

‘Evet yazdım, yarın yine yazarım, kadersiziz ve bahtsızız bu meselede!’

*

Geçiyoruz bir kalem… Yine ILS cihazı meselesine dönüyoruz.

‘Sayın vekilim, olsun, varsın ikinci el olaydı, yenisi, daha mükemmeli alınana, gelinene kadar onunla idare ederdik. Şu çektiğimiz rezilliği, kepazeliği yaşamazdık! Sonra ILS cihazının takılıp takılmamasının THY ile alakası yok, bu Türk Hava Meydanları Genel Müdürlüğü ile Ulaştırma Bakanlığının meselesi. Çözecek merci bunlar!’

Cevap veriyor; ‘Biz 2. El cihazı kullanmaya layık mıyız? Değiliz! Zaten ihalesi yapıldı, inşallah en kısa zamanda yerine takılır ve sorun çözülür!’

(Aylardır, senelerdir aynı hikâyeyi dinlemekten, okumaktan bıktık, inşallah bu rezillik, bu kepazelik son bulur!)

Biz sayın vekille konuşurken, Ali Öztunç ağzını açıp tek kelime etmiyor.

Maraş’a döndüğümüzde, ayağının tozu ile düzenlediği basın toplantısında, bu olayı, yaşanan diyalogu olduğu gibi anlatıyor vatandaşlara, basın mensuplarına.

*

Allah’ım, aklıma, aklımıza mukayyet ol! Treni kaçırdık, keçileri de kaçırmak üzereyiz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol