Aile… Yüzyıllardır toplumun en sağlam direği, insanın ilkokulu, ilk sığınağıdır. Hayatı boyunca rehberi ve aynasıdır. Bugün ise bu kutsal yapı her zamankinden daha fazla sınanıyor. Çağın hızla değişmesiyle birlikte çocuklara yönelik ‘Süblimasyon’ adı altında verilen gizli mesajlar, yönlendirmeler ve görünmez tehlikeler her geçen gün artıyor.
*
İl dışında oturan kızımı ziyarete gittim. Kızım mutfakta hazırlık yaparken, misafir odasında torunumla zaman geçiriyordum. Torunum 4 yaşında erkek çocuğu: ‘Annenne sana bir şeyler ikram edeyim’ dedi. Küçük çerezliklere fıstık ve kuru üzüm doldurmuş getirdi.
Dört yaşındaki torunumun eline aldığı birkaç fıstıkla kuru üzümü bana uzatışı, yüreğimi sıcacık eden bir an oluşturmuştu. Küçük bir ikram gibi görünse de aslında sevginin ve görgünün nasıl filizlendiğini gösteriyordu. Çocuklara neyi verirseniz, neyi gösterirseniz, bir gün aynı güzellikle size geri döner. İyi örnek olmak onların kalbine ekilen sessiz bir tohumdur.
*
Eskiden çocuklarımızın dünyasını korumak daha kolaydı. Aileler televizyon izlemeyi bile sınırlı tutarlardı. Sokaklarımız daha güvenliydi, ebeveyn sözü daha etkiliydi. Büyüklerine saygılı, küçüklerine sevgi ve korucuydular. Şimdi ise dijital dünyanın kapıları sınırsız bir şekilde açık.
Ekranın bir uçunda masum görünen bir çizgi film, rengârenk bir oyun ya da eğlenceli bir video… Ama içlerinde fark edilmeyen mesajlar, değer aşınmaları, bilinçaltına yerleşiyor ve ileride büyük davranışı, kimlik bulanıklıkları ve duygu manipülasyonları aşılanıyor.
*
Bugün aile, evin içinde birlik değil; bir koruma kalkanı, bir pusula, bir rehber olma görevi görüyor. Çünkü çocuklarımızın zihnine işlenen her küçük mesaj, ileride büyük bir davranışa dönüşüyor. Onların duygu dünyası, hayalini, özgüvenlerini, hatta kimliklerini şekillen diyor.
Bu yüzden ebeveynliği sorumluğu artıkça sadece beslemek, giyindirmek, okula göndermekle sınırlı değil.
Artık çocuklarımızın ne izlediğini, kimlerle etkileşimde olduğunu bilmek; onların dünyasına sevgiyle, sabırla, ilgiyle eşlik etmek zorundayız.
*
Aile çocuğun ilk kalesidir. Her çocuk bir gelecektir.
Ve kaleyi güçlü tutan tek şey birlik, iletişim ve farkındalıktır.
Unutmayalım!
Bugün çocuklarımızı korumak adına attığımız her adım, yarının daha bilinçli, daha güçlü ve daha sağlıklı bir toplumunu inşa etmek demektir. Çünkü aile yıkılırsa toplumda yıkılır; aile güçlenirse geleceğimizde güçlenir.





