banner1570

Ne zaman ki Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan muhalefeti kast ederek bu kelimeyi cümleleri arasında sarf etti, çok kimsenin anlamını bilmediği kelime için Google babaya başvurular başladı, ‘Acaba sayın Erdoğan ne demek istedi?’ soruları beyin fırtınası içerisinde gidip gelirken, eh benim kafam kel mi dedim, telefe dair benim de söyleyeceklerim var diyerek klavyenin karşısına geçtim.

Bizde, yani Maraş dilinde telef olmak, telef etmek, israf anlamında gelir.

*

Şehirlerin de bir ruhu var. Bu ruhu taşıyanlar arasında kurumlar, markalar ve firmalar vardır.

Hizmet sektörleri var örneğin. Bir pet şişe suda fırtına koparan kahraman şehrimin sözde kahramanları! Lakin bakıyorsun, çapulcunun, şarlatanın, sosyal medya soytarısının biri çıkıyor, iki kuruş uğruna, kendi egosunu tatmin adına marka ve firmaları telef edercesine yaralıyor, itibar suikastı ile kamuoyunun gözünden düşürmeye çalışıyor. Üstelik de kendini yüceye yığarak, ‘araştırmacı-gazeteci’ kılığına sokuyor. Kılıksız adam!

Bu markalar ve bu firmalar bu güne kolay gelmediler, gelirken de acılarına, kayıplarına rağmen bedeller ödediler. Sosyal yaşamda, ticari hayatta ve özellikle deprem sürecinde. O yüzden derim ki, marka ve firmalarımızı telef etmeyin! Kaybeden şehir olmasın!

*

Yiyin, için ama teleften uzak durun. Yani israf etmeyin, dökmeyin. Ortadoğu ile Afrika ülkelerinde ve özellikle Gazze’de çocuklar bir dilim kuru ekmeğe muhtaç iken, gözü yollarda iken lütfen yediklerinizi telef etmeyin, yani israftan uzak durun ve aç kalan çocukları düşünerek telef etmeyin!

*

Zaman çok kıymetli. Öyle ki insanlar artık zamanla yarışıyorlar. Her şeyi olan insanlar, anı ve günü yaşamaya, çocukları ile hasret ve özlem gidermeye zaman bulamıyorlar.

Paradan, arsadan, işletmeden daha önemli ve daha kıymetli olan zamanı telef etmeyin! Edenlere de mani olun!

*

Memlekette iki kuruşluk adam çok. Adiliğin, namussuzluğun, şerefsizliğin kitabını yazmış adam, kalkar sana namus ve ahlak bekçiliğine soyunur.

Hele depremden sonra insanlarda ne merhamet kalmış, ne vicdan, ne ahlak. Çevrenize bakın, iyi hatırlayın, depremden önce, şarkıcı, açık-saçık giyinen Aleyna Maraş’a gelecek olduğunda, millet ayaklanmış, isyan etmişti, ‘Baldırı çıplak kadının şehrimizde ne işi var! Ahlak, namus elden gider’ diye tepki göstermişlerdi.

Ey halkım, ey namus ve ahlak bekçisi vatandaşlarım, bırakın şarkıcı Aleyna’yı da kendinize, şehrinize bakın, akşamın belirli biri saatinden sonra çarşıda-pazarda ve AVM’lerde bir değil, onlarca Aleyna Tilki göreceksiniz. Diyanet işleri de ancak camilerde, Cuma hutbelerinde ahlak dersi versin! Kim dinliyor, kim takıyorsa!

Siz de vicdanınızı, duygularınızı telef etmeyin nafile yere!

*

Bizim meslekte emek hırsızlığı çok. Emeğe saygı da yok! Ondan al, bundan çal, benim diye, özel haberim diye servis et! Alıntıları, içine kendinden bir şey katmadan, kendi düşüncelerini yorumlamadan, fikrini beyan etmeden köşe yazısı diye millete yutturanları, bizi de ahmak, salak yerine koyanları unutmayın.

Ayıp ve çirkin!

Emeğinizi telef etmeyin! Emek hırsızlarını, meczupları, sosyal medya maymunlarını, müptezelleri, klavye canavarlarını, zihni kirli kimseleri telef edin elinizden geliyorsa! Yani uzak durun, Allah’a yakın olursunuz!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1569