Yola çıkıyorsanız, çantanıza en azından bir pet şişe su, bir iki atıştırmalık bisküvi bulundurmak zorundasınız.

Biz gazeteciler, adaylara, aday adaylarına, başkanlara, milletvekillerine proje sormayı gazetecilik sayarız. Daha cim karnında bir nokta, seçilmemiş, koltuğa oturmamış, bir icraat sergilememiş adama, özellikle milletvekillerine daha ilk gün projesi olup olmadığını hatırlatırız.

Ne projesi olacak ki?

Milletvekili proje üretmez kardeşim. İletilen, buluşturulan talep ve ihtiyaçları, projeleri hayata geçirme noktasında takip ederler, insanların yararına olduğunu bildiklerinde ellerinden gelen gayreti gösterirler, sonra da kaymağını yerler.

*

Muhtarlara sorarlar, projen var mı diye

Papağan gibi ezberlenen şeydir, cami yaptıracağım, taziye evi yaptıracağım, park bahçe yaptıracağım, okul yaptıracağım.

Külliyen yalan!

Önce kendini ihya etsin, sana bana sıra gelirse, bakarız çaresine.

Salla gitsin, palavra savur olsun bitsin. Nasıl olsa yalan söyleyeni Ahırdağı’na kaldırmıyorlar, palavradan, desteksiz atmadan vergi de kesmiyorlar, eh inananı da çıkarsa, koy sepete!

*

Gerçekten mahallesine, köyüne adam gibi hizmet eden, dürüst, insanca hizmeti düşünen, icra eden muhtar yok mu, elbette var.

Onları tenzih ediyorum.

Ama dini, milli ve manevi duyguları istismar ederek, şehit ve gazi aileleri üzerinden istismar kanalıyla bağını-bahçesini, tarlasını büyütenleri de biliyor,  görüyor insanlar.

*

Ufak tefek partilere, ne sahada var, ne halkın gönlünde olmayan, daha doğrusu esamesi bile okunmayan, isimleri dahi kamuoyunca bilinmeyen, tanınmayan adaylar, kendi boylarından küçük astıkları afişlerle isimlerini duyurmak isteseler de, vatandaşın kulakları duymuyor.

Partisinin enine, boyuna bakıyorsun, çapını ve karekökünü matematiğe vuruyorsun, sayın Erdoğan’ın dediği gibi, toplasan, çıkartsan, bölsen elde edilen sonuç, sıfır…

E birader halin bu iken ne diye oyuna oynaşa ortak olursun, açıklasana!

*

Başkanlar, adaylar veya muhtarlar, her neyse… Bırakın plan-proje ayaklarını. Vatandaş ne yapacağınızı sorduğunuzda o kurduğunuz cek’li caklı palavralara inanmıyor, itibar etmiyor. Tutarlı, gerçekleşmesi mümkün vaatler bekliyorlar. 

Bütünden kopan küçük kâğıt parçalarından, seçim ve ilçe teşkilatları bile olmayan tabela partilerden, ayak takımlarından da bu ülkeye, bu şehre bir hayır gelmez.

Ne diyordu sayın Dr. Devlet Bahçeli, ‘Ağaçtan düşen yaprağın akıbetini rüzgar tayin eder!’ Daha ne desin bilge siyasetçi. 

Proje imiş, hık mık edip duruyorsun, cek’li cak’lı ve süslü laflarla,  palavralarla bizi kandırdığınızı zannediyorsanız, yemezler şekerim!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol