banner1483

Milletvekili aday adaylarımı yazıyorum… Kimler olur, olmalı demiştim…

Tabi benim yazmamdan bir şey çıkmayacak. Merkez bilir her şeyi. En doğrusunu, en isabetlisini merkez belirler! Biz neciyiz ki, bizim kilomuz kaça Allah aşkına?

Sonra bizi yazdıklarımızdan ötürü ciddiye aldıklarını mı sanıyorsunuz. Aday adaylarının yereldeki mülakatlarının belirleyici olabileceğini mi sanıyorsunuz! Sanıyorsanız yanılıyorsunuz derim!

Tabi 14 Mayıs 2023’de Türkiye seçime gideceğinden, yerelde hareketlilik erken başladı. Maşallah ve inşallah herkes kendini potansiyel milletvekili saymaya, yerine koymaya başladı. Aman koysunlar, koymaktan zarar gelmez!

*

Geçen hafta içinde bir yazı döşendim, ‘kimler milletvekili olur, olmalı?’ diye…

Tamamen kulis yazısı. Tabi kişisel tahminlerimiz,  tespitlerimiz, yorumlarımız da içinde olmak kaydı şartıyla, bazı mevcut ve olabilecek isimleri yazarken, bazılarının canı sıkılmış olabilir. Zaten bu şehirde doğruları okumak kimsenin işine gelmiyor. Adam kendini kantara çekmemiş, bulunmaz Hind kumaşı yerine koyuyor kendini, alternatifsiz zannediyor, oysa değil.

Hem cebinden beş kuruş harcamayacak, hem özgül ağırlıktan nasibini almayacak, hem de bulunduğu dönemde seyyar siyaset yapacak, isterseniz buna butik siyaset de diyebilirim, mensubu olduğu partinin il binasına bile adım atmaya cesareti olmayacak, sonra da çıkıp ‘ben yeniden adayım!’ diyebilecek.

Yok ya, ananız güzel mi o kadar!

*

İsmini vermeyeceğim, oysa sadece adını yazsam, şıp diye bulacağınızdan emin olduğu için saklıyorum. Hem AK Partili, hem belediye meclis üyesi. Bende… ‘AK Partinin 20 yıldan bu yana ilk defa oyu olan popülaritesi olan insanlara ihtiyacı var. Bu seçim, belki de en zor seçimimiz olacak. Bence 2023 seçimi var olma ya da erime mücadelesi şeklinde geçecek. Kadroların mümkün olduğunca gençleşmesi, tazelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Teşkilatlarımız, öndekiler koltuklara tutundukça, yanındakilerin ve arkadakilerin hevesleri kırılıyor! Kayboluyor. ‘

Sizin de içinizden geçen gerçeği özetlemiş bir cümlede. Yani; olmak veya olmamak… Haliyle doğru tek, yek, yani bir tane.

*

Bu şehirde sorunlu siyasetçiler var, bu şehirde sorunlu belediye başkanları var, bu şehirde sorunlu teşkilatlar ve yönetiminden isimler var, bu şehirde sorunlu belediye meclis üyeleri var, bu şehirde sorunlu muhtarlar var. Bu şehirde sorunlu gazeteciler de var.

Al birini, vur ötekine diyebilirsiniz. Aslında hepimiz de birbirimize benziyoruz. Farkımız yok birbirimizden!

Ne demişti merhum Süleyman Demirel, ‘Meseleleri mesele etmezseniz, mesele kalmaz!’

Tamam da, mesele şehrin kronikleşen meselelerinden çok, siyasetçileri, bürokratları ve özellikle kadrolarına çöreklenmiş, göbek büyütmekten başka bir eylemi olmayan çeyrek asırlık isimlerde de, siyasiler de bu meselede kılını kıpırdatmaya mı korkuyor, ‘bana değmeyen yılan bin yaşasın!’ mı diyor, çözebilmiş değilim.

Herkes her şeyi konuşuyor, sözüm ona her şeyi biliyor, ama icraat yok! Yani kafa yoran yok! Meseleleri Ankara’ya götürme, taşıma ve aksettirme cesareti de kırılmış, doktorun ‘Hastayı kendi haline bırakın, ne yerse yesin, gönlünü hoş tutun yeter!’ tavsiyesi gibi bizim meselemiz, çözümlerimiz!

*

Bir tek, ki her yerde söyler, yazarım, Cumhurbaşkanımızın gözbebeği, yerel siyasetin hafızası sayın Ahmet Özdemir sürekli sahada. Karış karış geziyor şehri, bir uçtan bir uca. Diniliyor, yaralara merhem olmaya gayret ediyor. Ne zaman arasam, bir ilçede, bir başka kırsalda, bir başka mahallede. Yoğun tempoda siyaset yapıyor.

Cumhur ittifakının MHP Milletvekili de ancak gazete gazete gezip, televizyon veya internet yayınlarını mesaj ile ona buna duyurma telaşı, çabası içinde. Ne okuyan var, ne dinleyen, ne de ‘Aman! Yine mi geliyor!’ dedirten bıktırıcı siyaset güdüyor.

Partiye de gidemediğine göre, ne yapacak, hangi kapı açıksa, oraya dalıyor sayın Aycan!

Üzülüyorum. Bu şehir için. Lastik metre ile ölçü almaya çalışan bazı siyasiler, Bazı belediye başkanlarının merkezle, kaymakamlarla kavgalı olduğu, tayini çıkacağından ‘Giderken yüzünü görmesem daha iyi!deyip senelik izne çıkanları da duydukça, tanıdıkça, siyasetin nereden nereye evrildiğine kafa yormasam da gidenin ardından ağlamaya değmez hayat şiiri aklıma geliyor!

Malum, kaymakamlar gidiyor bu aralar!

*

Yazacak mesele, isim çok. Bu fakirde daha neler var, neler!

Bakın, yazı yine lastik gibi uzayınca, adı geçenlere, isimlere yer kalmadı. Ne yapalım, şansınıza, kaderinize küsün. Başka güne inşallah ve maşallah!

Oysa siz uzun yazıları okumuyor, üstelik de gıcık oluyorsunuz. Malum, lastik metre ile ölçü alınmıyor, alınamıyor!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol