banner1597

Nasrettin Hoca hesabına döndü bizim iş! Tartışmadan kaçınıyorsun, başıma bela açmayayım diyorsun, sövseler sesini çıkartmayacaksın, haklı haksız tarafında değilsen bile, ‘Haklısın!’ deyip çıkıyorsun işin içinden!

İnat etsen, ısrar etsen, hayır desen, yok desen, no desen, uzadıkça uzayacak bir tartışmanın, akabinde yaşanacak kavganın tarafı olmaktansa, ‘Sen de haklısın!’ deyip sıyırıyorsun kendini.

Uzatsan, başın derde girecek!

*

Adam bir yere başkan olmuş, anlatıyor da anlatıyor; ‘Şunu yaptım, bunu yaptım, şu kadar projeye imza attım, enkaz devralmıştım, mali yapıyı disipline ettim, bütün borçlarımı ödedim, halkıma hizmet için yola çıktığım için üstelik de belediyeden maaş almadığımı herkes de biliyor, işimi gücüm halkımın ayağına hizmet götürmek!’

Sesini çıkartmadan, nefes bile almadan dinliyorsun. Anlattıkları yalan da olsa, palavra da olsa, içinde bir gram hakikat barındırmasa da, ‘haklısın!’ demek zorunda kalıyorsun.

Adam senin gazını alıyor, ikna etmeye çalışıyor seni, sözünün arkasını-önünü dinlemeden ‘haklısın!’ deyip sıyırıyorsun kendini tartışmadan.

Yoksa gözünün içine baka baka yalan söylüyor oysa!

Ama o başkan, yalan da söylemez, palavra da sıkmaz, gazını alma çabasına mecburen ‘haklısın!’ demek düşüyor payına.

*

Devlet yapıyor, karayolları yapıyor, herhangi bir proje çıktığında karşına,  bakıyorsun devletin gücü var arkasında.

Ama sen sahipleniyorsun. Billboardlara ilan verip, cebinden, kurum bütçesinden beş kuruş çıkmasa da, devlet kurumlarının yaptıklarını kendine mal edip övünç girdabında boğuluyorsun.

Oy veren vermeyen başlıyor propagandaya, ‘Vay be, bizim başkan bak nasıl çalışıyor, neler yapıyor öyle!

Aslanım benim, canım ciğerim, kaplanım benim!

Sanki sözünü ettiği sakatatçı dükkânı. ‘Haklısın!’ demekten başka sığınacak limanın yok!

   

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol