Allah ömrünü uzun eylesin, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, Hz. Ömer adaleti ile 22 yıllık iktidarında başarılı hizmetlere imza attı mı, attı.
İnkâr edeni Allah çarpar!
Hataları olmadı mı, bireysel veya hükümet, iktidar olarak. Olmuştur. Hükümeti, iktidarı da nihayetinde temsil eden, yöneten insanoğlu. Kul kusursuz olmuyor. Seçmen, yani vatandaş kitlesi, hata yap0an, halkın radarına giremeyen siyasi iradeleri, partileri kapının önüne koyuyor.
Son seçimler bunun en belirgin örneği iken, bizler senelerdir Hz. Ömer adaletini aradık, yaşam biçimi olarak sürdürmek istedik, ne kadar başarılı olduk bilinmez, tartışılır da, siyasiler özellikle din üzerinden, hadisler üzerinden, nas üzerinden, özellikle Hz. Ömer adaletini monte etme niyetleri yüzünden senelerdir iktidarda kalsalar ada, her şeyin bir sonu var.
*
Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan yalnız adam. İçerideki dışarıdaki siyasiler, milletvekilleri, il ve ilçe başkanları o büyük siyaset adamının ceketi, kravatı üzerinden siyaset yaptılar. Seçimlerde sayın Erdoğan kadar çalışmadılar, koşturmadılar, halkın içine inmediler. İniyormuş gibi yapsalar da kırsala gitmediler, ayakkabıları çamur olur diye kenara mahallelere uğramadılar bile.
Kadın kolları ve yanındakiler, uzun topuklu, lüks çanta ve eşarplı kıyafetleriyle köylü kadınlarının karşısına acıkmaktan imtina ettiler. ‘Oyu bize verirler, mecburlar!’ martavalı tutmazken artık, seçmen, yani vatandaş da bilinçlendi artık.
Cep telefonu ile dünyayı okuyor, biliyor, öğreniyor.
*
Bakın, seçimlerde parti marti ayrımı yapmıyorum, A deyin, B deyin, C deyin, X veya Y deyin fark etmez, Ulu Cami ile İş Bankası arasında siyaset yaptılar, hareketli yerde emeklileri, vatandaşları, kadınları kafakola alamaya çalıştılar.
Varsa yoksa tarihe karışmış, bir dönemlerin cazibe merkezi Trabzon Caddesindeki üç-beş dükkânı ‘Trabzon ve Samsun Çarşılarını) gezip, esnaf ziyareti adı altında iki kelimelik ‘Nasılsınız, işleriniz nasıl, bize düşen bir emriniz var mı?’ samimiyetsizliğini kimse yemedi artık.
İktidar kanadı mesela. Aşırı bir özgüven içindeydiler. Kendilerini kantara çekmediler, vatandaştan çok siyasi belediye başkanları, il ve ilçe teşkilat başkanları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, o büyük siyasetçinin adımlarını, gölgesini takip etselerdi bugün gelinen noktada ikinci parti konumuna gelmezdi.
Seçimde, seçmenin verdiği mesajı iyi okudular mı, ders aldılar mı, emin değilim!
*
Dulkadiroğlu depremde en çok yıkım yaşayan, en çok mağdur yaratan ilçelerimizden. İlçe enkaz yığını. Allah seçilen başkan Mehmet Akpınar’a yardım etsin!
Ömer’i seçimden sonra göremedik. Gazeteci arkadaşlar da görememiş! Ömer kim mi? Dulkadiroğlu’nda oturan benim grafiker. Ömer aramaz oldu kerata, kayıplarda. Öldü mü, kaldı mı bilgim yok!
Hz. Ömer’in tırnağı dahi olamayacak Ömer’ler (teyzemin oğlu da dâhil) çok olunca siyaset sahnesinde, insan hakikisi ile sahtesini ayırt edemiyor diyemem, etmeliler, etmelisiniz.
Mecbursunuz!
Size dayatılan Ömer’lerin kendini ve çevresini düşündüğünü bilmiyor muydunuz? Dayatmalarının çıkara tahvil için olduğunun farkında değil miydiniz?
Sahiden nerede Ömer, gören duyan var mı? Yoksa zayi ilanı mı versek!
Allah Allah nereye gitti bu çocuk, ara ki bulasın!