Sorarsan, gerçi sormana gerek yok, kendileri papağan gibi aynı lafı söylerler, “Bizim siyasetimiz, bizim davamız, bizim memleket aşkımız pazara kadar değil, mezara kadardır!”

Tabi yerseniz! Bunu diyenler neredeler şimdi? Yokları oynuyorlar. Kayıplar. Gazeteye zayi ilanı bile verseniz, izlerini bulamazsınız.

Dava derler, vatan, millet, memleket derler de, samimiyeti içinde bulamazsınız.

*

Tabi ki Maraş bir sevda, bir tutku.

Üstad Necip Fazıl’a sormuşlar, “Aşk ile sevda arasında ne fark var?”

Üstad cevap vermiş; “Aşk, hevesin bitene kadar, sevda ise nefesin yetene kadardır!’

O bakımdan, siz siyasilerin her dediğine bakmayın, inanmayın! Onların sevdası Maraş değil, egolarını yüksek tutmak, siyasetin muhtemel nimetlerinden yararlanmak!

Ötesi, gerisi laftan ibaret!

*

Bildiğiniz hikâye, ya da fıkra ya biri kere de ben yazayım istedim.

Milletvekili, seçim çalışmaları kapsamında ora senin, bura benim der gezerken, yolu bir köye düşmüş. Köy halkı ile sohbet, hasbihal derken, milletvekili bir ihtiyaçları, talepleri ve şikâyetleri olup olmadığını sormuş. Köyün muhtarı da siyasetçiye;

“İki büyük problemimiz var!” demiş.

Milletvekili böyle bir talebi bekliyormuş gibi, gözleri ışıldayarak;

“Lafı mı olur muhtar, söyle halledelim!” cevabını vermiş.

“Birinci sorun…”  der muhtar. “Köyde sağlık ocağı var, ama doktor yok!”

“Hemen sağlık bakanını arayıp hallediyorum!” der milletvekili. Cep telefonunu çıkarıp birisiyle konuşur, sonra da kahvede oturan kalabalığa müjde verir gibi;

“O iş tamam, doktor yarın sabah burada olacak. İkinci sorununuz nedir?” diye sorar.

Muhtar hazır zaten, şu cevabı verir;

“Köyümüzde hiç bir cep telefonu çekmiyor!”

*

Tam Zübük filmindeki gibi. Dramatik… Ben az söyledim, siz çok anlayın! Bakın, siyasiler kalabalık gördüklerinde, vatandaşın kendilerini dinlemek için can attıklarını düşünerek öyle birer edebiyat parçalar, öyle sallamasyona dalarlar ki, aklınız çıkar!

Kırsaldaki inanır, kahvedeki inanır, dağ başındaki inanır. İnanır mı sizce? Vatandaş artık bilinçlendi. Dağdaki çoban bile dünyayı avucunun içinde idare ediyor, cep telefonu ile küçülen dünyanın her yerinden haberi oluyor.

O bakımdan, siyasilerin martavallarına kanmıyor, inanmıyor! Yeri ve zamanı geldiğinde de lafı, taşı gediğine koymayı biliyor.

O kadar da saf değiller artık!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol