Yeni nesil, bu iki kelimenin anlamını bilmeyebilir. Bu iki kelime, çok eski Türkiye’de, eski lügatlerde kaldı. Kaldı ki araştırmayı dahi sevmeyen, ilgi duymayan Z kuşağı dediğimiz yeni nesil, Türkçeyi bile doğru düzgün kullanamazken, kim takar şapşak’ı, kim bilir yalapşak’ı…

Argo sözcükler dilimizi öyle esir almış ki, konuştuğumuz dile yabancılık çeker hale geldik. Gençlerin dili bizim dile benzemiyor şimdi.

*

Şapşak… Bir nevi ibrik, yani sürahi… Eskiler çok kullanır şapşak kelimesini. Büyükler abdest alırken kullanırdı şapşakı veya ibriği… İçinde su olur, çiçek sulanır, abdest alanların eline dökülürdü.

Ancak halk arasında aceleci tavır sergileyen, anasından evvel nahıra girenler için kullanılan, şimdiki dille evecen kişiler için kullanılırken, maşallahı var memleket şapşak’tan geçilmiyor.

Büyük kalmadı, küçük sevgiden mahrum iken, herkes kendini öne atma, ileri çıkma, varlığını hissettirme telaşında, kaygısında. Gazetecilikte de böyle, diğer mesleklerde de… Ben’lik duygusu hâkim insanoğlunun fıtratında.

Sen yok… Büyük olsun hepimizin olsun yerine, küçük olsun benim olsun hırsı ağır basarken, büyüklerimizin öteden beri söylediği gibi; evecen it .ötsüz enik kuzlarmış ya, millet şapşaklık telaşında.

Büyükler konuşurken araya girmeler, laf sokuşturmalar, bir iş için acele etmeler, bilgiçlik taslamalar, ukalalıklar hep geçmişte şapşaklık olarak yorumlanırdı.

Maşallah Maraş’ta da şapşak gıran kadar, yani lebalep…

*

Gelelim yalapşak’a…

Genellikle telaşlı, bir iş yaparken yüzüne gözüne bulaştıran, kırıp döken, hasara veren, olduğu yeri zarara uğratan baldır kültür iş görenler için kullanılan bir sözcük.

Tabi ki Maraş lügatinde, yani lehçesinde, yani dilinde…

Bizde başkanlar, sivil toplum kuruluş kanaat önderleri, bürokratlar, siyasiler ve hadi eklemekte sakınca görmüyorum gazeteciler arasında yalapşak çok. Köküne, sürüsüne bereket desem bana kızarlar mı bilemem de, çok da umurumda değil.

Konuşurken, bir iş yaptığımızı zannederken kırıp döküyoruz, çevremize ve bulunduğumuz mekana zarar veriyor, insanları mağdur ediyoruz. Aceleci tavrımızla gönül de kırıyoruz, kalpleri de incitiyoruz.

*

Maraş’ta var mı derseniz, o da lebalep…

Sen var ya sen; yahu ne şapşak, ne yalapşak adamsın öyle!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol