banner1483

Köşe yazılarımızı yazarken, tabi ki kendi yorumlarımızı da ekleriz vatandaşın düşüncelerine. Araya sıkıştırır, bilgileri, belgeleri daha da güçlendirme adına, aklımızdan, içimizden geçenleri de ilave eder, köşe yazısını size öyle servis ederiz.

Biz halkın sesiyiz.

Biz siyasilerle, bürokratlarla, belediye başkanları ile sivil toplum kuruluşları ile arada köprü görevi görürüz.

Elçiyiz neticede. Eh, elçiye de zeval olmayacağına göre, hani öteden beri derler, söylerler ya, halkın gözü, kulağı, sesiyiz!

*

Yazılarımızdan sonra, eleştirdiğimiz, ya da köşe yazısı içinde kendini mercekle seçip küstahlaşanlar, iğne ile kuyu kazar gibi yazıdan çıkartanlar, yazıdaki bir iki cümleden nem kapıp, ‘hah, yazıda beni ima ettin!’ deme cür’etinde bulunanlar, yazının kıyısında köşesinde olmadığı halde, ‘gördün mü bak, bana sövdü, hakaret etti’ anlamını çıkaran dingiller, bir de akıl, üstüne üstlük gazetecilik dersi vermeye kalkışırlar, ‘keşke yazmadan önce bana sorsaydın, bir fikrimi alsaydın, yanlış yaptınız!’ demezler mi, ifrit olurum.

Niye soracakmışım sana. Benim aklım, fikrim yok mu, ben senin gibi zır cahil miyim?

Haydi es kaza sordum, fikrini aldım diyelim, senin doğruları söyleyeceğin ne malum! Peygamber torunu musun, evliya mısın, memleketin doğrucu Davut’u sen misin?

*

Dibine kadar yalana bulaşmışsın, yalanı, söz verip caymayı, ona buna göz kırpıp yeşil ışık yakmayı meslek edinmişsin, hele bir de isminin başına başkan ya da siyasetçi kimliğini eklemişsin ki, hiç tutar yanın yok, senin doğruları söylediğini nereden bileceğim.

Zaten halkın gözünde sıfırı tüketmişsin, dibine kadar yalan çukuruna düşmüşsün, itibarın yerlerde sürünüyor, ‘tamam o iş bende!’ deyip herkese mavi boncuk dağıtmışsın, umut vermişsin, ama icraata gelince sınıfta kalmışsın, sonra da benim yazıma bozuk atıyorsun, ‘keşke bir sorsaydın, keşke fikrimi alsaydın!’ diye çemkiriyorsun!  

Eee, sende fikir yok, yalan çok!

Vatandaşı kandırabilirsin de, beni hıh, asla! Hababam sınıfında Külyutmaz öğretmen vardı, unuttun mu?

Yemezler! Başka kapıya!

‘Ben ne yaparsam yapayım, ne dersem deyim, ben haklıyım, ben doğruyum, benim sözüm teminattır, senettir!’ diyerek vatandaşı kandırmak ne siyasetle bağdaşır, ne toplumsal ahlaka sığar, ne ticarete, ne yerel yönetimlere…   

Bu kural, bizim için de geçerli. Sırf eleştireceğim diye, sırf egomu tatmin ediyorum diye, sırf bir şeyler yazıyorum ayaklarına takılıp, tehdit ve şantaj aracı haline getirilen sosyal medya dâhil, bilgisayar tuşlarını silah gibi, mermi gibi, top-tüfek gibi kullananlara inat, biz eleştirilerimizi etik kurallar çerçevesinde, belden aşağı vurmadan, özele girmeden, hakaret etmeden ama hak edene hak ettiği eleştiriyi de sakınmadan yazabilenler olarak, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövmeyi meslek edinmedik çok şükür!

Bilen bilir!

Bilmeyen de bir avuç mercimek sanır!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol