Sami Kervancıoğlu’nu anlamak ve anlatmak…

01 Ağustos 2022, 09:12

610 kez okundu.

Hem gazetemin, hem de maraskimlik.com’un yazarı olunca, üstelik de bir aile bağı yanında gönül bağı da olunca aramızda, hani terzi kendi söküğünü dikemez derlermiş ya, benimkisi de o hesap, galiba Sami ustamızı anlamak değil de, anlatırken biraz zorlanacağım.

Aslında en kolay yoldan tarif edebileceğim, anlatabileceğim bir kişi de, nereden başlayacağımı bilemediğim için burada zorlanacağımı sanıyorum.

O’nu anlamak ise dünyanın en kolay işi. Dünyanın en anlaşılır, en uyumlu kişilerinden, ustalarından, tanıtım ve gönül elçilerinden olunca, işim kolay demektir.

Tek gerçek şu, Sami ustamızı anlatmak yetmez, onu yaşamak lazım! Gönlüne girmek dünyanın en büyük serveti. Çünkü o bir gönül adamı.

Çalışanları tarafından en çok sevilen patronlardan, başkanlardan kim var sırada desem, ilk akla gelen isimlerin başında Sami Kervancıoğlu dostumuz gelir, eminim buna!

Biliyorsunuz, bir rahatsızlık yaşadı, neredeyse 3 ay ailesinden, memleketinden, işinden uzak yaşadı. “Hedeflerimizi yerine getirirken sağlığımızı zaman zaman ihmal edebiliyoruz. Ben bu süreçte sağlığın ne kadar önemli olduğunu anladım. Rabbime binlerce kez şükürler olsun, sağlığım her geçen gün daha iyiye gidiyor. İnşallah kısa bir süre sonra tekrardan sahalarda olacağız.” demişti günler önce.

Sağlığına dikkat etse de, temkinli davranıyor, eş-dost, iş görüşmelerini çoğu kez askıya alıyor, doktorun tavsiyesi üzerine yediklerine, içtiklerine dikkat ediyor, kontrollerini de ihmal etmiyor.

Alpedo-kervan marka değeri yükselen bir firma. Türkiye’nin, Dünyanın dört bir yanındaki şubeleri kadar ürün ve hizmet kalitesi ile her geçen gün çıtayı yükselten firma.

Sektör hızla ilerliyor, büyüyor, yenileri çıkıyor, rekabet öne çıkıyor, Pazar payı dağılıyor, bu da sorumlu kimseleri daha çok birebir görüşmelere, yeni müşteri ve pazar yeri aramaya zorluyor, ama yoruyor.

Sami Usta’mız da son 10 yıl içinde yoğ4un bir tempo yaşadı. Haliyle bu süreci takip ederken, fark etmeden sağlığından da fedakarlık yapmış.

İstanbul’da zorlu bir sağlık süreci yaşadı.

Ancak Türkiye’nin her tarafındaki dostlarının duası ile sağlığına kavuştu, yavaş yavaş aşına, işine dönmeye çalışsa da, dikkatli hareket ediyor.

Buna rağmen dostları, çalışanları onu yalnız bırakmadı. Sıklıkla olmasa da dostlarının ziyaretine yok diyemedi, telefonlarına bakmak zorunda kaldı her şeye rağmen.

O’nu yeniden aşının, işinin ve dostlarının arasında görmek bizi de mutlu etti.

Hoş geldin Sami Usta, bir daha bizi üzme ne olur!

Dualarımız seninle, bil yeter!