banner1572

Valla biz merhum şairimiz Abdürrahim Karakoç’un yalancısıyız. Yıllar önce yazmıştı o şiiri. ‘Biz ne bilek beyim, böyükler bilir!’ diyerek.

Senelerdir beynimize, aklımızın bir köşesine şırınga eder gibi yerleştirdiler. Fakat hayat ve zaman bize öyle öğretti ki, meğerse böyükler her şeyi bildiklerini zannederlermiş de, aslında bir şey bilmezlermiş. Biliyormuş gibi yaparlarmış, bizi kandırırlarmış.

Ne kadar ayıp!

Tamam, bilmiyor olabilirsin de, bizi kandırmanın alemi ne birader! Çık de ki delikanlı gibi, ‘bilmiyorum!’ ayıp değil ya! Sonra bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Bak daha yaşın genç, her ne kadar kafanda saç kalmadıysa da bu benim sorunum değil, aklın da yerinde, öğren, sor, bir bilene danış!

Yok, illa ki ben odun geldim, odun giderim, diyorsan, o da senin sorunun azizim. Zaten baştan ümitsiz vaka olduğunu biliyordum da, bilmezden geldim, söylemedim sana. Hatta kimseye…

*

Sana bir görev verdiler, sen tuttun nerede, nereli olduğunu unuttun! Yahu ‘buradayım!’ desene! Ne olur söylesen, bedestende baban mı arlanır!

Onu bunu boş ver de, şu çok bilmişlik huyundan vazgeç istersen. Bak çok komik durumlara düşüyorsun! Diyorsan ki, ‘can çıkmadıktan sonra huy çıkmaz!’ o vakit söylenecek kelime yok sana.

Ümitsiz vakasın demem ondan zaten!

Bak, çağırıyorlar gitmiyorsun!

Davet ediyorlar, icabete yanaşmıyorsun!

‘Şu bu derdimiz var, bizim akıbetimiz ne olacak?’ diye soruyorlar, susmayı tercih ediyor, iki kelam etmiyorsun!

Kimseyi dinlemediğin gibi de, çalımından çehrenden vazgeçmiyorsun!

Baban muhtar desem, değil.

Padişahın püsküllü oğlusun desem, hiç değilsin!

Üstelik de şu gün olmuş hâlâ oyunda oynaştasın! Merhum şairimiz Arif Nihat Asya duymasın valla!

*

Sana bir soru soruyorum, vatandaş da derdini anlatıyor, biliyormuş havalarına büründüğün yetmezmiş gibi, sanki gazeteci senin babanın uşağı, sanki vatandaş senin emir erin, sanki sana verilen imkanları vergilerimle ben sağlamıyorum sana, çalımından çehrenden zaten vazgeçilmiyor, hepsini geçtim de, niye derdime derman olmuyorsun birader!

Boylu poslusun. Kravat takınca daha da bir yakışıklı oluyorsun. Eyvallah, tamam, amenna. Da…

Bizi de adam yerine koy, dinle, yarama merhem ol.

Olmayacaksan ayağımıza dolaşma! ‘Böyüler soksun seni’ diyeceğim de, edebimden susuyorum işte!  

Bir de ağzımı açarsam var ya…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1413

banner1560

banner1574