Bizde, bir siyasetçi ağzı dolu dolu laflar edince, müjdeler verince, ister hayata geçsin ister geçmesin, çok da önemli değil, yeter ki açıklamaları buram buram müjde koksun, bizim de dinlerken ağızımızın suyu akar, bir tuhaf olur, dinlerken, ‘Yahu adamın ağzından bal damlıyor! Maraş çağ atlayacak, hele şu müjdeler bir gerçeklesin, sen seyret Maraş’ı’ tadında ve türünde sevindirik olurken, hayal kırıklığı yaşamayı aklımıza bile getirmeyiz.

Hatırlayın, çok uzun ara değil, 8 ay önce verilmişti müjdeler. Önce AK Parti binasında verildi, biz de dinledik kuzu kuzu. Sonra Teras’ta, (Pardon Şairiler Tepesi’nde) Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ve AK Parti İl Başkanı Fırat Görgel’in de hazır bulunduğu ortamda, bu müjdeleri yinelemişti.

*

Hatta hiç unutmam, ki sizler de hatırlayın, bir ara, Hanefi Mahçiçek Başkan da yoktu açıklama sırasında, daha EXPO da açılmamıştı, bazı sorunlar sebebiyle EXPO’nun iptal edildiğini ima eden sözler sarf etmişti. (Allah korusun!)

Herkes öyle anladı, ama bizim hin oğlu hin basın camiası bunu yanlış anlamıştı, Bakan sayın Kirişçi öyle demek istememişti aslında. Zaten kabahat hep bizdeydi, biz doğru söyleneni yanlış anlamakla mükelleftik ve fatura bize kesilecekti haliyle ve doğal olarak!!!

Yine hatırlayın, depremden sonra Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketinde 15 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, sonra bu sayı 20’e çıkmıştı. Sayın Kirişçi’nin o talihsiz açıklaması, ‘Evet, sel felaketinde 15 vatandaşımız hayıtını kaybetti ama, toprak da suya doydu, kavuştu!’ demişti.

Neyse… Ne müthişti o müjdeler öyle!

Aklımız gitti. Zaten yumurta kadar aklımız vardı, ki kalmıştı kırıntısı, onu da o gün kaybetmiştik.

Nasıl mutlu olmuştur, nasıl, anlatamam!

*

Bakın, MANŞET Gazetesi yeni yılın ilk gününde bu müjdeleri gündeme getirip, hesap sorar gibi, ‘Müjdeler ne oldu?’ sorusunu hatırlatarak, özellikle hastane ve havaalanı (Şu meşhur ve artık kanıksadığımız, konuşmaktan ve yazmaktan usandığımız, yorulduğumuz  ILS cihazı) meselesi herhalde yine rafa kalktı, umutlar bahara ertelendi.

Bahar dediğin nedir ki, Çete Bayramı’ndan sonra Maraş’a bahar gelir. Deli Bahar değil, o öleli seneler oldu. Ben ilkbahardan söze diyorum.

Rüzgar gibi gelir geçer!

*

Şimdi 14 Mayıs sandık başına giden ve oyunu kullanan vatandaşlar, vatandaş dediysem şahsım şehrinde yaşayan sen, ben, ötekiler, bizler yani, bu açıklamaları yapan, daha doğrusu bizi A haber izlemi gibi mutlu eden dönemin tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi, partideki basın açıklamasında, (milletvekili adayları, belediye başkanları ve teşkilat yöneticileri ile birlikte) seçime 2 gün kala verdiği müjdelerle kanayan yara haline gelen sorunların çözüleceğini müjdelemişti.

Müjde diye sunulan sorunlar uzadıkça, ihtimalleri ve ‘acaba…)ları sıraladıkça benim aklıma Müjde Ar gelirdi. Filmini seyredenler iyi bilirler, tanırlar.

Biz, uzayan, bir türlü çözülemeyen sorunlar için kangren kelimesini kullanır, ya da kanayan yara haline geldiğine vurgu yapar, sonra da A Haber tadındaki müjdelerle avunurken, açıklamaların üzerinden 8 ay geçti.

Sağlık ciddi sorundu. Hele depremde bunun acısını, sıkıntısını daha çok çektik. Necip Fazıl isminin verilmesine bir türlü anlam veremediğim Şehir Hastanesi pert olmuştu neredeyse. Yoğun bakım ünitelerinin olduğu bölümler ciddi hasar görmüştü. Zaten yeri tartışmanın odağından ve hedef olmaktan hiçbir zaman kurtulamayan bu büyük sağlık kuruluşu yanına bir de kadın doğum hastanesinin inşaası bu tartışmaları daha da alevlendirmişti.

Fay hattı üzerindeydi çünkü. Demek fay hattı oradan değil de, benim beynimin içinden geçmiş, ben de saçma sapan yazılar yazmıştım o sıralar, hatırlayın!

Sayın Bakan bu mesele için de ‘İlimizin en önemli ihtiyaçlarından biri sağlık altyapısının güçlendirilmesidir. Bu kapsamda kent merkezinde yer alan Gazi Kışlası ve aşağıdaki Aksu Kışlası yenibir alana taşınacak. Gerek Gazi Kışlasının yeri, gerekse Aksu Kışlasının yeri de farklı amaçlar için değerlendirilecek. Gazi Kışlası özellikle sağlık ve turizm sektörüne hizmet verecek şekilde dönüştürülecek!’ demişti.

Tabi inşallah ve maşallah demeyi unutmamıştık!

Bir de Türkoğlu girişine, fay hattı üzerine yapılan ve senesi bile dolmadan o devlet hastanesi de kullanılamaz hale gelmişti. Kim yaptı, kim imza attı, müteahhidi kimdi, onay veren kimdi, taşeronu kimdi, takipçisi kimdi, sorun soruşturun! Bakalım altından kimler çıkacak?

Yahu, milletin aklı ile dalga geçiyorsunuz!

*

NOT: Yazı uzadı, devamını 2 gün sonraya bırakıyorum. Daha neler yazacağım neler, hayret edecek, gözleriniz faltaşı gibi açılacak, şaşıracak, aklınız gidecek, okuyunca dudaklarınız uçuklayacak, ağzınızdan ‘Vay be!’ cümlesi dökülecek!

Yalnız, rica ediyorum, varsa cevap hakkınız, 2 gün sonra kullanın. Çok önemli, çok!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol