Biraz daha sıkın dişinizi, sabredin! Kim oldu, kim kaldı diye kafa yoracağınıza, işi biraz da oluruna bırakın!

Ahmak çabalar, iş olacağına varır derler ya, bizim belediye başkan adaylarının çabası da o hesap. Git Ankara, git İstanbul, ara birilerini, referans olsunlar, senin adına söz alsınlar, bu arada sen de boş durma, ağır abiler var siyasette, tabi ki Ankara’da, git icazet al, keyfine bak!

Fakat sakın ola ki, ‘Benim işim tamam, bana söz verdiler, başkanlığım garanti!’ deyip borç verin ama boş vermeyin, kulis çalışmalarınızı sürdürün! Ankara orası, kurtlar sofrası, kimse kimseye ne beleş öpücük verir, ne selam, ne de söz!

Söz verirler, ertesi gün bakmışsın, yok hükmündesin. Sen de o zaman içinden geçeni söylenir durursun, demek söz verirlerken sarhoştular!

Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok, bankasından başka!

*

Bak, kimi arasan herkes Ankara’da. Sen de git, sen de icazet peşinde koş! Oturduğun yerde kimse ‘necisin, kimsin, burada ne işin var, niye geldin!’ demez. Pazarla kendini, paran da yoksa, ki yanlış yoldasın o zaman, kendi göbeğini kendin keseceksin, kendi piarını, reklamını kendin yapacaksın!

Parasız çıktıysan yola, eşinin kolundaki bilecekleri istemeye cesaretin yoksa, birkaç kuruş biriktirmediysen kıyıda köşede, beleş siyaset olmuyor günümüzde be dostum, git hamamın önünde kil sat diyeceğim de, vakit dar. Gerçi şehirde hamam da kalmadı gidip adam gibi yıkanacak, kese yaptıracak!

Demirciler Çarşısında bir Tüfekçi Hamamı vardı, tarihi… Duruyor mu, çalışıyor mu emin değilim!

Arayın, Çukur Hamam’ın telefonunu vereyim size!

*

Artık dananın kuyruğu kopma vakti geldi. Şimdi zurnanın zırt dediği yere geliyoruz. Bazı isimler öne çıkmaya başladı bile. Lakin hergün bir başka isim çıkıyor ortaya. Adaylar pinpon topu gibi, biri bir köşeye atıyor, bir başkası diğer köşeye.

Herkes kendi adamının piarını yapıyor beleşe.

Şunu diyeceğim baştan da, maraza çıkmasın, hadi diyelim ki büyükşehir belediye başkan adayı X oldu. Soracaklar, ‘Başkanım, ilçelerde kimlerle çalışmak istiyorsun!’

Bir inşaat mühendisi en yakın ilçesinde bir inşaat mühendisini istemez.

Bir profesör başka bir profesör ile yan yana olmak istemez. Hani bir ipte iki cambaz olmaz derler ya, o hesap.

Bir kitap okumuştum epey oldu, Sacit Aslan yazmıştı. Adı da, ‘Bir masalda iki kral olmaz’

Gerçi ülkede krallık kalmadı ama siyasette sürüyor daha.

*

İlçe belediye başkanları belirlenecek tabi yakında. Ankara’da. İlçe belediye başkanları büyükşehir belediye başkanlarının adamı olmamalı. Kendileri olmayı denemeli, o inanç ve dik duruşla yola çıkmalı.

Kimse birilerinin gölgesinde kalmayı düşünmüyor, kendine zül sayıyor.

Bizim Ankara’dan beklentimiz şu, çalışacak, şehri, ilçesi için başarı hikâyesi yazacak ve seçimi kazanabilecek adaylar olsun.

Artık ‘senin adamın, benim adamım!’ havasında gidilmesin aday belirlemeye.

*

Aman ya!

Alemin derdi beni mi gerdi. Sanki mahallenin delisi benim, onun bunun pazarlamasını, piarını yaptığım bana altın, döviz olarak geri dönecek.

Diyorum ya, ahmak çabalayacak, işi olacağına varacak.

Boş verdim hepsini, aha canım çay çekti. ‘Oğlum çaycı, çay var mı çay?’

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol