Bu mevzuuya ilişkin Haberturk’de güzel bir yazı okudum. Bizi, sizi, hepimizi yakından ilgilendirdiği için, yer yer alıntı, yer yer eklemelerle, hakkımızda bir fikir sahibi olan tüm okurlara seslenmek adına, onları-sizleri tasnife çalıştım.

Aslında sizlerin, benim olduğu kadar, takip ettiğiniz tüm köşe yazarları hakkında bir fikriniz var. Onları tanıyorsunuz, tuttukları takıma kadar. Zevkleri, nefretleri, zaafları, kente ve topluma duyarlılık oranları… Neye ne tepki verir, olan biten karşısında ne düşünür, nasıl bir yazı gelir, az çok tahmin edebilirsiniz.

Edebiliyoruz yani…

Ee, biz de sizi iyi tanırız, kusura bakmayın da! Yorumlarınızdan, gönderdiğiniz e.maillerden, yolda durdurup söylediklerinizden, fırlattığınız bakışlardan, mimiklerinizden, vücut dilinizden,

Anlarız yani… Bizim için ne düşündüğünüzü, neler hissettiğinizi, neler söylemek istediğinizi.

OKUR TİPLERİNDEN ÖRNEKLER!

Bu konuda herkesin bir fikri olacaktır. Benim yaptığım alıntı ve anladığım kadarıyla, işte ebazı okur tipleri… Seç beğen, al!

Örneğin, leb demeden leblebiyi yanlış anlayanlar…

Yanlış anlamaya yemin edenler…

‘Hani sizin bir yazınız vardı ya!” diyenler…

Şaşkınlar…

Ben sık yazı yazamıyorum. Babam da kızıyor bu yüzden. “Gazetenin genel yayın yönetmesin, gündemde eve kamuoyunda olman gerekli. Yazılarını vatandaş okumalı” dese de, fırsat bulamadığımı ileri sürsem de, bizi tanıyan, yolda görüp meydanlarda olmadığımı imaya çalışan büyüklerime, okurlarıma tabi ki hak vermiyor değilim.

İstiyorum ki, büyüklerim yazsın, onlar kentin gündemini belirlesin, onlar yaşanabilir Kahramanmaraş için ellerini taşın altına koysunlar. Yoksa, benim yazmamdan ne olacak!

 

  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
çokdoğru 12 yıl önce

valla bencede sen hiç yazı yazma. yerinde bi karar.