banner1483

Makamı, serveti, etiketi, yaşı, kimliği, ne olursa olsun, bir insanın gönlünün, sofrasının herkese açık oluşu, bir Allah vergisi. Bazı insanın çok parası olur harcayamaz, bazı insanın canı çok şey çeker parasına rağmen yiyemez, bazı insan modayı takip eder ama giyemez, bazı insanlar güzel şiir yazar, ama okuyamaz, insanların dili vardır ama Rabbimden gelen engeller yüzünden konuşamaz, bazı insanlarda hizmet etme, topluma yararlı olma arzusu, heyecanı vardır, bırakın toplunu kendini idare etmekten acizdir, yönetemez.

Ve bazı insanlar yönetilmekten çok yönetmeyi severler. Bir başkasından emir almak, bir başkasının maiyeti altında olmayı tabi ki kimse kabul etmez de, bir başkasının yönlendirmesiyle hareket etmeyi kimse istemiyor. Şahsım memleketinde herkes amir, herkes başkan, herkes reis, herkes lider.

Yok öyle!

*

Bazı hasletler, bazı vasıflar, bazı ünvanlar, bazılarına çok yakışıyor. Liderlik, yönetmek, başkanlık, özel bir yetenek istiyor ve dedim ya biraz da Allah vergisi.

Biliyorsunuz, yazının muhatabı, meselenin konusu TÜMKİAD Kahramanmaraş Şubesi Başkanı sevgili Muhammed Eliaçık…

Kendisi ile tanıştığımda, telefon ve ziyaret ettiğinde ve ettiğimde, Allah yalanı sevmez bir kabına koyamamış olsam da, başkanın çok olduğu, bir kuru ünvandan başka bir anlam taşımadığı, bir özenti ürünü olan payenin isimleri ve egoları şişirdiği, başkanlık mertebesinin yerlerde süründüğü, itibar ve irtifa kaybettiği günümüzde, ki herkesin başkanlık yarışında kendini bulunmaz Hind kumaşı yerine koyduğu zamanda, sayın Muhammed Eliaçık’ın farklı olabileceği aklıma gelmese de, gençliğini, heyecanını, gözlerindeki ışıltıyı ilk fark edenlerdenim desem abartı saymayın!

*

Bu, O’nun için yazdığım ikinci yazı.

Bir kere, kalender, bir kere mütevazı, bir kere alçakgönüllü, bir kere saygılı…

Şımarmazsa, dağları ben yarattım demezse, olduğundan fazla görünme heva ve hevesine bürünmezse, derneğinin sloganı haline gelen ‘nokta atışı’ vurgusunu lehine çevirmek için atraksiyonlar içinde olmazsa (ki olmayacağına, dürüst kalacağına inanıyorum, ona kefilim) gelecek O’ndan çok bahsedecek.

Gelecek O’nu yazacak.

Gelecek O’nu belki de çok başka yerlere alıp götürecek.

Gelecek, O’nu zirveye de taşıyabilir.

*

Diyeceksiniz ki; “Daha yaşı ne, başı ne! Cim karnında bir nokta, şimdiden kefil olmaya başladın, daha meydanda fol yok yumurta yok göklere çıkartmaya başladın!”

Sevgili dostlar.

Görünen dağın uzağı olmaz. Neredeyse ilk haberlerini yapan bendeniz, yine diyorum ki, ‘asil azmaz, bal kokmaz!’

O’nun gözlerindeki ışığı, parıltıyı, heyecanı, hizmet etme, dayanışma ruhunu, yardımlaşma inceliğini keşfettiğim için bu yazıları yazıyorum.

Yoksa kimse bana silah zoruyla yazı yazdıramaz!

Hani diyorlar ya reklamlarda, ‘içimden geldi…’

*

TÜMKİAD daha şunun şurasında yeni doğan bir bebek gibi. Ama iyi beslendi, iyi bakıldı, çabuk ve sağlıklı büyüdü.

Halen de MÜSİAD üyesi. Denk geldi, MÜSİAD’ın bir önceki dönem başkanı sayın Sami Kervancıoğlu ile konuşurken, söz döndü dolaştı Eliaçık’tan açıldı. Kervancıoğlu da, Başkan Eliaçık’ı çok beğendiğini, çok tutarlı ve çok yararlı bir sivil toplum kuruluş kanaat önderi olduğunu söylemişti. Gurur duydum. Bu yaşta, bu enerji, bu hareketlilik duman olup gitmez inşallah!

Yaklaşık bir yıl oldu bu dernek hayata geçeli.

Ödüller aldı, ulusal televizyon kanallarına konu ve konuk oldu.

Yani çıtayı öyle bir yükseltti ki, toplumsal barışa ve iş hayatına yönelik nokta atışları ile ekibi ve yönetimi ile uyumlu çalışması, istişareden yana tavırlar takınması, ziyaret ve nezaket gibi toplumun en çok ihtiyaç duyduğu hasletleri ihmal etmemesi, insan odaklı çalışması, gönüllere dokunması, onu her geçen gün daha da zirveye taşıyacaktır. Rabbim işlerini rast getirsin, yolu da, gönlü de eli de açık olsun!

Bugünlük bu kadar.

Bir üçüncü yazıya yer kalsın diye burada kesiyorum!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol