Gazeteci-yazar Sultan Uçar’dan aldığım başlık ve yazı içeriği ile karşınıza çıktım bugün.

Şener Şen’in bu harika filmini izlemediyseniz,  hayatınızın hatasını yapmışsınızdır derim. İçinden çıkartılacak milyonlarca ders varken, bu filmi on kez izlesem, bin kez izlesem usanmam.

Her izlediğimde içinden bir şeyeler almışımdır. Hayatımda, çevremde, şahsım şehrinde… Gazete haberleri de cabası.

Türkiye'de, şahsım şehrinde namussuzların namuslulara ‘namus' dersi verdiği bir dönem yaşanıyor.

Birileri kalkar, size namus dersi vermeye kalkışır. Zannedersin ki mahallenin namus bekçisi. Ahkâm keser, zannedersin namus meselesi üzerine senelerdir yazı yazdı, konferans verdi

Ama yaşantısına bak, namussuzun, düzenbazın önde gideni dersin.

*

Yine o film…

40 yıl önce Ertem Eğilmez'in çektiği ve Şener Şen'in oynadığı ‘Namuslu' filmini hatırlarsınız. Mutemet Ali Rıza Efendi, milyonlarca liranın içinde olmasına rağmen çalıp çırpmadığı için sünepelik ile suçlanıp itilip, kakılıyordu. İş yerine ait milyonlarca lirayı tam tahsil etti ki, soyuldu.

Kaynanası, karısı, oğlu, müdürleri, mahallenin bakkalı, kasabı, ‘Çalmadım, soyuldum' dese de hırsız olmadığına kimseleri inandıramıyordu. Milyonlardan pay alma açgözlülüğü ile o artık saygıdeğerdir. Hırsızlar yakalanınca mahalleli, ‘Namusluymuş, namussuz!' diye bağıracaktı.

*

Erdem yoksunları da var toplumda.

Türk Dil Kurumu, “Namus” kelimesini, “Bir toplumda onur ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlılık, iffet” ve “Dürüstlük, doğruluk, erdemlilik” diye iki şekilde açıklar. Namus kavramı, cinsiyetle eşleştirilip sadece kadına mal etme kolaylığından çok daha derin anlamlar içerir. AKP iktidarı eğitim sistemini bile isteye bozdu. Topluma, ‘Namus, erdem, liyakat' gibi kavramları sorgulama yetisi kaybettirildi. ‘Namuslu' filmindeki gibi, güç ve paraya biat etmiş, el avuç açan, sorgulamayan bir kitle yaratıldı. Kaynağı belirsiz zenginlikler, gösterişli hayatlar, dini kılıflara saklandı. Yoksulluk, toplumda sadece bir kesimi ilgilendiren, ahirete dair uhrevi bir imtihan gibi meşrulaştırıldı.

*

Öyle bir zamandayız, öyle bir hale geldik ki, neresinden tutsan elinde kalıyor. Hak, hukuk, yasa tanımayanlar, namussuz namuslular yarattı. Bitip tükenmek bilmeyen bir de denk olmama halleri var. Mevki makam paylaşımına kadar gidiyor. Hısım akrabayı devlet dairelerine, belediyelere doldurmak sıradanlaştı. Milyarlarca dolarlık ihale paylaşımı gibi yozlaşmalar, namusluluğu yukarıdan aşağıya çürüttü.

Biz bugün internette peynir ekmek gibi sahte diploma satan namussuzların, ‘namus dersi' veren yüzsüzlüklerine bakalım. Öyle bir hale geldi ki, “Gerçek diploma” diye site kurup, ‘sahte diploma yapıyoruz' diye gururla anlatıyorlar.

Sahte doktorlar, avukatlar, mühendisler, eklemesi benden gazeteciler… Ancak ister kabul edin ister etmeyin, siyasetçiler revaçta bu meselede.

*

Seneler önce okumuştum, Urfa’nın bir ilçesinde, belki de Batman’dı unuttum, esnaf oda belgeleri dahil, her türlü diploma, evrak günü bekleme, saatinde hazırdı.

Tabi bu tür diplomaların da bir bedeli var, tık öde, diploman hazır. Hasan  değil, bastıran alıyor!

Sahte diplomalara; “Noter onayı, orjinal hologram, soğuk mühür, kabartma işleme, ıslak imza” garantisi de veriyorlar. “Parayı basana, Harvard Diploması yaparız” diyerek sınır tanımıyorlar.

Nereden nereye geldik. Namuslu geçinenlerini yaptığı namussuzluğa bak sen!

Bir de sığınmacıların uyduruk ilkokul, ortaokul, lise diplomaları var ki, evlere şenlik! Daha fazla yazarsam maraza çıkacak, bırakıyorum!  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol