Metin Azaplıoğlu’nu anlamak ve anlatmak...

10 Eylül 2022, 07:03

197 kez okundu.

Bu anlamak ve anlatmak meselesi bayağı tuttu. Seri haline dönüştü.

Bir insanı anlatmak için önce anlamanız lazım. Anlamıyorsanız, anlayamadıysanız, anlatmakta güçlük çeker, sıkıntı yaşar, bocalar ve yanlış yaparsınız.

Bu idrakten yoksunsanız, arif değilseniz bu meselede, köyü bilmeden, tanımadan, yaşamadan köy romanı yazmaya benzer. İki sayfa sonra kitabın kapağını kapatır, kenara bırakırsınız.

Soyadını nereden ve kimden aldı bilmiyorum ama isminden yola çıkarak yazıyorum, güçlü bir isim Metin Azaplıoğlu.

Metin, Arapça kökenli bir kelime. Sağlam, dayanıklı ve güçlü demek. İsmi ile müsemma diyebileceğim bu kadim dost, hafta başında canlı yayın konuğumuz idi.

Aşını, işini ve eşini seven bir insan. Ailesine düşkün, geleneklerine bağlı, ama Avrupa görmüş, mesleğe Almanya’da başlamış ve bağlarını koparmamış, Türkiye’ye geldiğinde KYS Catering’i (Hazır yemek işletmeleri) kurmuş, sektöründe zirveye tırmanmış, güvenilir firma özelliğini koruyarak bugün itibariyle bünyesinde 360 kişiye iş imkanı sunmuş, cesur adımlar atmayı seven, dürüst, ilkeli ve ayakları yere basan projeleri ile rol model bir delikanlı.

Kıymetli meslektaşım Neşe Yıldızhan ile KENT KULİSİ canlı yayınına ikinci kez konuk olan Metin Azaplıoğlu, performansı ile hem bizden, hem yüzlerce, binlerce izleyenden olumlu not aldı.

Sosyal medya sayfasına girdiğimde, şu veciz cümle çıktı karşımıza; “Kendi gemisine kaptanlık edemeyen, vardığı limana şaşırmamalıdır!”

Anlam yüklü bir cümle. Ki kendisi de bu veciz sözü prensip edinmiş, yaşam biçimi olarak kabul etmiş ki, arkasından kırmızı çizgilerim dediği; “kimse büyük, kimse küçük değildir. Kaliteden, disiplinden taviz vermiyoruz.” sözlerinden sonra öyle bir cümle sarf etti ki, şaşırıp kalan biz olduk, şunu diyordu Azaplıoğlu; “İşine geç gelen ekmeğine sahip çıkamaz!”

‘Patron’ kelimesini sevmiyordu ve sabahları kapıda nöbetçi asker gibi bekleyip, işine geç gelenleri takibe alıyordu. Takip ve kontrol bu delikanlı adamın işiydi.

Kendi gemisine kaptanlık konusunda sıkıntı yok. Varacağı limanı güvenli görüyor. Eşi ve oğlu Mustafa Can ile işi üstlendiler, sağlıklı, kaliteli yemek için, taahhütlerini zamanında ve kusursuz erine getirme noktasında özveriyle çalışırken, son doğalgaz ve elektrik zammından etkilenenler arasında Azaplıoğlu da bulunuyor. Sıkıntısını, kaygısını dile getiriyor. Maliyetlere yansıyacağının altını çizmeden de yapamıyor haliyle.

Sektör ve fiyatlar olumsuz etkilenince, buna rağmen işçi çıkartmayı düşünmüyor.

Müşteri memnuniyeti KYS Catering için ön planda. Firmalarla irtibatı kesmediği gibi, geri dönüşleri ve talepleri, ihtiyaçları anında karşılıyor, neredeyse 7/24 çalışarak sorumluluğunu ortaya koyuyor, sorunları ve talepleri 10 dakika sonrası bir dönüşle halletme yoluna gidiyor.

Ki bunun için bir vatsap grubu kurmuş. İletişim için…

Patron demiyoruz, bu genç girişimci, bu yiğit adam aynı zamanda da kentin en etkin sivil toplum kuruluşlarından olan MÜSİAD’ın Gıda Komitesi Başkanı. Farklı projeleri, önerileri ile hem sektörün önünü açıyor, hem de aynı sektörde ekmek yiyen meslektaşlarına yardımcı oluyor elinden geldiğince…

Patron kelimesini sevmiyor. Dedim ya, bir insan aşına, işine ve eşine bağlı ise, başarılı olmaması için hiçbir neden yok. Eee, bu hasletler, bu gelenekçi aile yapısı, işine olan sadakati, taahhütleri olan, sorumluluğu olan firmalara karşı firma bazındaki sorumluluğu, onu mesleğinde zirveye taşıyor.

Yolu ve bahtı açık olsun!