Kıymetli dostlar! Umre yapmak için geldiğim Mekke’de gözüme takılan ve önemli olduğunu düşündüğüm noktaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birinci soru; “Filistin de çocuklar insanlar can çekişirken neden oraya gidiyorsunuz?”

Cevap; “Arkadaşlar bu soruyu umreye gidenlere değil Avrupa’ya tatile gidenlere, denize tatile gidenlere, bayram tatillerini uzatarak rapor olarak kredi kullanarak tatile gidenlere soracaksınız.

Kaldı ki bu şahsen beni ilgilendiren bir konu değil onlar için ancak dua edebilirim. Çünkü bu işler nasip işidir!”

*

Cenabı Allah bize böyle bir lütufta bulunmuşsa bu bizim özel bir insan olduğumuzu göstermiyor sadece şükür etmemizi gerektiren bir nimet olarak görüyoruz.

Bizim burada bulunma amacımız herhangi bir şey satın alıp ülkemize getirmek değildir.  Bu konuda dikkatli davranıyoruz. 

Mümkün olduğu kadar daha az para harcamaya daha fazla ibadet yapmaya gayret ediyoruz.

İnananlara de ki: “Dua, yalvarma ve ibadetiniz olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi?” Furkan suresi 77 

*

Duaların en çok kabul olduğu mekandayız, dileğimiz ve  isteğimiz dünyadaki bütün mazlumların feraha kavuşması zulmün ve savaşın durması akan kanın bitmesidir.

Fiziki olarak gayretimiz devam ediyor onları buradan paylaşamayız. Biliyorsunuz dünyada strateji gereği herkes söz konusu lanetli toplumun tarafında görünüyor. Güzel şeyler yapıyorsunuz bunları paylaşmanız durumunda kesinlikle sabote edilecektir. 

Gerekli insani yardım ve stratejik yardımları hem yapıyor hem de yapılmasını destekliyoruz gayret gösteriyoruz bundan kimsenin şüphesi olmasın. 

Namazda gözü olmayanın ezan da kulağı olmayan Allah’ın dinini yaşama konusunda herhangi bir gayreti azmi olmayan kimselerden din adına nasihat almak istemiyoruz.

Burası başka bir ülkenin toprakları değil. Biz buranın varisleriz, kendimizi küçümsemeyelim!

Er ya da geç Müslüman kendi ruhunu, azmini yeniden bulacak ve Allah’ın dinini yüceltecek.

UNUTMAYALIM Kİ bu mübarek topraklar 393 yıl gibi çok uzun bir süre Osmanlı hakimiyetinde kaldı. Biz burada kiracı ya da misafir değiliz buranın gerçek sahibi ve varisleriyiz. 

Ara sıra gelip kontrol etmek ve hedef tazelemek iyidir. Buraya gelmek, burada bulunmak, bizim en doğal hakkımız. Ayrıca düzenli olarak Müslümanların yaptığı yanlışlar üzerinden İslamı karalamaya çalışan insanlara bir çift sözüm var!

MÜKEMMEL OLAN İSLAMDIR, MÜSLÜMANLAR DEĞİL!

*

Müslümanlar hata yapar, suç işler. Zaten Allah insanı bu mizaçta yaratmıştır.

Hata yapmayan, suç işlemeyen bir şey yaratmak isteseydi dünya içinde  melekleri yaratırdı ve  gönderdi. İnsanları yarattı ki onları kendi tercihlerine  bıraktı, işledikleri suçlardan dolayı tövbe etmelerini  bekledi.

Cenabı Allah insanı yarattı ki insan Allah’ı bulsun! Tesbih etsin, onu tanısın,   onu yüceltsin.

Kuranı Kerim’de ayeti kerimede “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım!” buyuruyor. 

Aynı doğrultuda Hz. Peygamber'in (s.a.s): “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah günah işleyen ve günahlarından tövbe ve istiğfar eden bir topluluk yaratır da onları bağışlardı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10 [2748])

Hadisi şerif de görüldüğü üzere Müslüman hata yapar, Müslüman günah işler,

İşlesin demiyorum. Yaratılma amacı bu. Günah işleyecek, sonra tövbe edecek. 

Tabii ki bunu günahları düzenli olarak yapmayacak. Tevbe ettikten sonra bir daha aynı şeyi yapmamak üzere tevbe edecek,  tabi ki Cenabı Allah’ın af kapısı her zaman için açıktır. Kimi affeder, bizi ilgilendirmez.  Bazılarını görüyorum Allah’ın affedeceği şeyleri dahi affetmiyorlar.

*

Allah adına hüküm kesiyor cezalandırıyorlar. Allah adına adamı cennete ya da cehenneme gönderebiliyorlar.  Bunlar Cenabı Allah’ın tasarrufunda olan şeylerdir. 

Cenabı Allah, isterse bir insanın bütün günahlarını bağışlayabilir, kul hakkı müstesna olmak üzere, Kuranı Kerim’de ve peygamberin yaşantısında biz Müslümanlar için kurallar açık ve net olarak verilmiştir. 

Müslüman bunları hayata geçirme gayreti içerisinde olmalıdır. Bütün bunları neden izah ettim. Her fırsatta dine ve dini yaşamak isteyenlere ayar verme telaşında olan bir zümre var.

Müslümanların hatalarından dolayı İslam’ı yargılamak, İslami kötü göstermek amacı ve gayreti içerisinde olanlar var.

Bu anlayıştan kurtulmamız lazım!

Dünyanın hiçbir ülkesi şu anda İslam’ın örnek olarak yaşandığı bir ortam değildir. 

İslam’ın kurallarının tümüyle hayata geçmesi durumunda ancak Allah’ın dinini tekamül eder. Bunun için kul öncelikle beşeri  ilişkilerini düzenlemek 

Alışveriş ve ticaretinde dürüst olmak, temiz olmak, sözünde durmak, ahlaklı ve erdemli insan olmak konusunda gayret göstererek yola çıkabilir ve kendisi için bir başlangıç yapabilir. 

Söylediğimiz bu özellikler kendisinde yok iken, İslami ve onun getirdiklerini eleştirmek haddine değildir.

Henüz yaşamadığı ve lezzetini almadığı bir sistem ile alakalı anlamsız görüş beyan etmek cehalettir. 

Bizi yaratan Cenabı Allah’tır.

Bizim hangi sistemde yöntemle mutlu olacağımızı huzur bulacağımızı bilen O’dur. Kalpler ancak Allah’ı zikretmek ile mutmain olur. 

Ticaret yapıyorsak, işimiz ve alışverişimiz bizi Allah’ı anmaktan alı koymamalı,   

dünyanın neresinde olursak olalım her zaman Cenabı Allah bizi görüyormuşçasına İslami ve insani bir hayat yaşamamız gerekiyor.

Müslümanlar eksiklerini tamamladıkları zaman Allah’ın yardımı onların yanı başında olacaktır.

Bir kötülük gördüğümüz zaman bunu elimizle sonra dilimizle, sonra da hiçbir şey yapamıyorsak buuz ederek tepkimizi ortaya koymamız gerekiyor.

Hiçbir şey elimizden gelmiyorsa, gönülden ve kalpten ihlas ve samimiyet ile dua etmek Cenabı Allah’tan eksiklerimizi ve kusurlarımızı gidermesi için ısrarcı olmamız gerekiyor.

*

Bu sebeple buradayız. (Nasihatim önce kendimedir)

Selametle kalın!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol