“6 Şubat gecesi acı bir deprem ile sarsıldık. Deprem, adeta kıyametin provası gibiydi. Hepimiz yakınlarımızı, dostlarımızı ve şehirdeki anılarımızı kaybettik. Şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Kahramanmaraş genelinde yaklaşık dört yüzbine yakın insanımız başka illere kendilerini ve ailelerini güvende tutmak için süresi belli olmayan şekilde gitmek zorunda kaldılar.

Her şeye rağmen birçok insanımız da bu zor şartlarda kadim şehrimizde kalarak bir yandan yaşam, diğer yandan da şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için mücadele vermeye devam etmektedirler.

Şimdi yaralarımızı sarma zamanıdır, gün birbirimize kenetlenme zamanıdır. Hele ki şu anda, imkânı olup da Şehrimizi terk etmeyen her bir esnafımıza, tüccarımıza ve sanayicimize daha çok sahip çıkmalıyız. Bugün birbirimize muhalefet günü değil, yarın herkes bu şehirden gider yine biz bize kalacağız. Her birinin arkasında büyük emek ve başarı hikayesi olan şehrimizin markalarına sahip çıkmalıyız. Kimseye fırsat vermemeliyiz. Bizim bizden başka dostumuz yoktur.

Bugün markalarımızın sahiplerinin hepsi şehrimizde olup bir yerlere gitmemişlerdir. Onlarda kendi yaralarını sarıp bu şehre vefasını göstereceğinden zerre kadar kuşkum yoktur. İnşallah, devletimizin desteği milletimizin azmi ve kararlılığı ile Kahramanmaraş‘ımızı yeniden imar edip ayağa kaldıracağız.

Yeter ki bir olalım ve birbirimizi her zamankinden daha çok sevelim. Bu tarihi şehir bizimdir yine dün olduğu gibi biz sahip çıkacağız. Ümitsizliğe kapılmak yok, Allah’a emanet olunuz şehrimin güzel insanları…”

*

Bunları okuyunca, altına ne yazayım diye düşünmedim değil. Öyle ki, bana yazacak bir şey bırakmamış yüreğinde hep insan biriktirmiş, insan sevgisi ile yaşam sürmüş sevgili adaşım, kıymetli dostum. Gönül adamı, dostu..

Herkesin dili, dini ve partisi kendine. Bu süreçte yardım yapılırken, selam dahi verilirken, insanları ayrıştırmanın zamanı değil bu zaman.

Doğru diyordu, depremi yaşadık hep birlikte. Yakınlarımızı, acılarımızı, hatıralarımızı enkaz altında bıraktık. Gidenler oldu, kalanlar oldu. Ben  gitmedim, gidene de hak vermedim değil ama şehrimi terk etmedim.

*

Eleştirmek, itibar suikastına girişmek kimseye bir şey kazandırmaz iken, artık şehri inşa etme, el birliği ile yeniden kurma vakti. Hayat devam ediyor. Artık normale dönme zamanı. Tamam ölenlerimiz var, ama ölenle de ölünmüyor.

Belediyeler örneğin. Sahada gözükmediler, halkın içinde olmadılar, depremzedelerin yaralarını sarmak için gayret içinde olmadılar, hatta sınıfta kaldılar bile denildi, yazıldı, konuşuldu.

Tamam, madem öyle, seçim geliyor, partilerinin, başkan isimlerinin bir önemi yokken, oy zamanı gider faturayı keser, defterlerini dürersiniz! Ama bugün arkasından küfrettiğiniz, hakaret ettiğiniz, ağza alınmayacak sözleri sarf ederken, yarın gider aynı insanlara da oy verirseniz, benim de size söyleyecek bir çift lafım olacak!

Ara notu; bu arada, adının önünde başkan yazanlar, bu şehirden sorumlu olduğunu söyleyen bürokratlar, ‘bu şehir benden sorulur, merak etmeyin, herşey hallolacak!’ deyip yaralı parmağa merhem olmayanlar, arka kapıdan sıvışan ve sadece bir bakan geldiğinde sırf fotoğrafta görünmek için çırpınan siyasetçiler de kendilerini muhasebe çekmeliler artık. Çekmezlerse, çekecekleri var!”

Ve… Sen, ben, herkes… Samimi olun, dürüst olun! Zaten biz ne çekiyorsak, güven bunalımından, ciddiyetsizlikten, samimiyetsizlikten ve körü körüne bağnazlıktan çekiyoruz!

*

Sevgili Beşen’in dediği gibi, özellikle sosyal medyada kurumlar, markalar, firmalar adeta linç edildi, ediliyor. O itibarsızlaştırma yarışına soktuğunuz fabrikalar, işletmeler, markalar, firmalar da depremde zarar gördü, çalışanları enkaz altıda kaldılar. Fabrikaları yandı, binaları çöktü. İnsanları kendi acıları ile baş başa bırakmak varken, darağacına çekmek, arkalarından küfür etmek, alay etmek bize ne kazandıracak.

Yarın yine yüz yüze bakacağız. Aynı ateşte ısınıp, aynı tastan çorba içeceğiz. Aynı caddede karşılaşıp selam vereceğiz birbirimize.

Sağduyulu, itidalli olma vaktidir bu vakitler! Ve şehrimize sahip çıkma vakti…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol