banner1597

Ulusal yazılar, yazarlar, tartışmalar beni ırgalamaz. Hele hele bilmediğim konularda, tanımadığım kimseler hakkında ahkam kesmek haddime bile değilken, her gün haber ve köşe yazısı malzemesinin çokça yaşandığı şahsım şehrindeki olayları, insanları kaleme alsam, her gün birkaç köşe yazısı çıkar bana.

Türkiye’de basın özgür mü, bu tartışılır. Benim derdim şehrim, benim kafaya taktığım şey, bu şehirde gazetecilik yapan ve de yaptığını söyleyen meczuplarla ilgili. Ceberrut takımı yani.

Halk arasında onlara ‘çar çakal’ diyorlar.

İster yazılı, ister görsel olsun, hatta isterse sosyal medyada olsun, işini düzgün yapan, mesleğinin hakkını veren, basın özgürlüğünü kalkan olarak, silah olarak kullanmak yerine, toplumun haber alma hakkına saygı duyarak, özgürce yazabilen, haber yapabilen arkadaşlarım elbette var.

Onları kutluyorum!

*

Kabul edin veya etmeyin, şahsım şehrindeki basın vallahi sulu nimet! Dışarı çıkın, başka şehirlere gidin, Gaziantep gibi, Güneydoğudaki iller gibi, burada gazetecilik yapan meslektaşlarımız yanında dedim ya, biz sulu nimetiz.

Kabul etmeliyiz ki, bu meslekten ekmek yiyen arkadaşlarımız bir kere iyi niyetli. Arada ayrık otları, sıyırıklar, çemkirenler çıkmıyor mu, çıkacak! Çıksın ki, olsun ki, iyilerin kıymeti bilinsin!

Bu sıyrıkları, bu ayrık otlarını, bu çıbana başlarını temizlemek bize mi düşer, siyasilere mi, bürokrasiye mi, bu çok tartışma konusu olsa da, şehrimizdeki basın temsilcileri bir araya gelse, hoş gelemezler ya neyse, bu çirkeflerin temizlenmesi elzem hale geldi.

*

Evet, şahsım şehrinde basın özgür. Herkes istediğini yazıyor, zaten her kesimin bir gazetecisi oldu, her gazetecinin de bir müşterisi hasıl oldu, vatandaş da meşrebine göre, işine-dişine göre, bütçesine göre kendi gazetecisini belirledi.

Tetikçiler bu sebeple çoğaldı.

Tehdit ve şantaj heveslileri bu nedenle aramızdalar.

Yine diyorum, yine yazıyorum, ister yazılı, ister görsel olsun, isterse sosyal medya çalışanı olsun, eline kamerayı alan, cep telefonunu avucuna sıkıştıran, kamerayı omuzuna koyup meydanda dolaşan iyi niyetli kimseler yok değil.

*

Ulusalda olduğu kadar şahsım şehrinde de sokak röportajları çok ilgi görmeye başladı. Bir gazetede okudum, tanınmış bir programcı-gazeteci bayan Rusya’ya gitmiş, sokak röportajı yapmak istemiş. Sorularına bir kişi cevap vermiş, o da deli çıkmış.

Akıldan perişan yani.

Doğruları, hakikatleri, güzellikleri, iyilikleri yazan, haberleştiren tüm gazeteci dostlara selam olsun!

Yazıya nokta koyma anlamında baştaki soruyu tekrar edeyim, ‘Maraş’ta basın özgür mü?’

El cevap, öyle diiler…

Anam da bana gız dii amma umudum ız!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol