banner1483

Sayın Ekrem İmamoğlu 19.12.2022 tarihinde “Maraş katliamında hayatını yitiren canları rahmetle anıyorum.“ diye başlayan bir twit atmıştır. Bir Kahramanmaraşlı olarak bu beni ziyadesiyle rahatsız etti, rencide etti, ötekileşmiş katil bir halkın evladı gibi hissettirdi, müteessirim.

44 yıl önce yıl önce 1978’de yaşanmış olan bu olay bir katliam değil, dönemin siyasi ve sosyal yapısını fırsat bilen karanlık iç ve dış güçlerin şehre gelerek, şehirde aylarca kalıp, planlayarak sürdürdükleri provokasyonun bir sonucudur. Katliam değil ancak provokatif bir projedir, bir üzücü olaydır diye adlandırılabilir.

Ekrem İmamoğlu’nun atmış olduğu twit dünden beri binlerce retvit yapmış 20 binin üzerinde beğeni almıştır. Milyonların takip ettiği bir kişinin daha dikkatli cümleler kurmasını beklerdim. Ben Kahramanmaraşlı bir vatandaş olarak böyle anılmaktan rahatsızım. Bugün olayların iç yüzünü bilmeyen insanların, genç dimağların, çocuklarımın ve onların çocuklarının Kahramanmaraş ı katliam kelimesi ile aynı cümlede görmesinden rahatsızım. Maraş olaylarının katliam başlığı altında tanımlanması halka yapılmış bir zulümdür.

1978 de dönemin başbakanı Bülent Ecevit’ti ve hükümet CHP hükümetiydi. Neden engel olmadılar, olayların bağıra çağıra aylar öncesinden olacağını kundaktaki çocuk bile tahmin edebiliyordu.

Öte yandan 7 güzel adamın memleketi bu kent, şairiyle yazarıyla, sanatıyla ve entelektüel yönüyle ün yapmıştır. Şiir yazan, kalem tutan, sanatla uğraşan insanlar katletmez, katil olamaz. Olay bir planlanmış provokasyonun  ürünüdür. Zaten olayların çoğunu da dışardan gelen o karanlık güçler gerçekleştirmiştir. Yakın tarihi doğru okuyup araştırdığınızda görürsünüz.

Öte taraftan şunu da özellikle belirtmek isterim. Osmanlı Ordusu’nun dağılmış olduğu Kurtuluş Savaşı sırasında, Fransız işgalinde olan Kahramanmaraş 21 Ocak 11 Şubat tarihleri arasında tek başına verdiği mücadele ile bir devletin ordusuyla baş etmiş ve dünyada kendi kendini kurtarmış, ardından da çevre illerin kurtuluşuna yardıma gitmiş, kurtuluş savaşı ateşini yakmış bir şehirdir. Kurtuluş Savaşı sonrası şehre TBMM tarafından “kurtuluşa katılan kişilerin isimlerini gönderin” diye emir geldiğinde şu cevap gitmiştir “ Maraş ta milli mücadeleye katılmayan tek bir fert bile yoktur. Dünyada kendi kendini kurtaran, çoluk çocuk, kadın, erkek cenk ederek işgalden kurtulan, bu nedenle de 05 Nisan 1925’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından şehre istiklal madalyası verilmiştir ve tek istiklal madalyası olan şehirdir. Buna mukabil 7 Şubat 1973’te kente kahramanlık ünvanı verilmiştir.

Bu kahraman kent, her yıl 12 Şubat’ta bu şanlı gününü kutlar. Bilir ki bu milletin kutsalları vatan, bayrak ve inancıdır, bunu da bu şanlı günle genç nesillere aktarmalıdır. Sayın Ekrem İmamoğlu neden 12 Şubat’ta bu kentin şanlı gününü kutlamıyor da, 44 yıl önce gerçekleşmiş bu menfur olayı talihsiz bir ifadeyle, milyonların önünde getirip önümüze koyuyor. Bu çıkış, bu halkı katillikle itham etmektir.

Yukarıdaki satırlar, kıymetli kardeşimiz Kadriye Kırdök’ten. Dün Adliye önündeki basın açıklamasına davet etti ama gidemedim, daha açık ifade ile yetişemedim.

Dediklerine, yorumuna katılıyorum.

Bu şehir yanlış anlaşılmaktan, yanlış anlatılmaktan çok çekti. 44 yıl önce yaşanan olayların faturasını çok ağır ödedi. Hem ekonomik, hem sosyal  yaşam olarak.

Artık yeter!

Her yıl ısıtıp ısıtıp masaya getirmenin manası ne! Artık bedel ödeyecek ne zamanımız var, ne imkânımız, ne de tahammülümüz. Bu şehir topraklarında yaşayan herkes kardeştir. Ayrımız gayrımız yokken, baş tutmuş yarayı kaşımanın kimseye faydası da yok.

Maraş olayları üzerinden siyaseti bırakın, şehre hizmet edin! Bu şehrin yükü ağır, bu yükü taşıyacak, omuzlayacak kesimler varken, niye 1978’i hatırlatıyorsunuz ısrarla!

Bu karanlık iç ve dış güçlerin provokatif projesi tutmaz, tutamaz! Yok hükmünde!

Teşekkürler Kadriye Kırdök bacım!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol