banner1483

Dondurma bizden sorulur, üstelik dondurmanın başkentiyiz diyorlar, biz de inandık iman getirdik, öyle konuşuyor, öyle yazıyoruz değil mi?

Tamamen bitkisel yağdan ibaret, içinde bir gram süt ve salep bulunmayan dondurmaya siz ‘Maraş dondurması’ mı dediniz! Ay inanmıyorum…

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

‘Maraş dondurması’ coğrafi işaretini aldık. Kim aldı, Ticaret ve Sanayi Odamız. Aldık da ne oldu? Ne geçti elimize? Koruyabildik mi, himayemize alıp sürdürebildik mi? Dondurmamıza sahip çıktık güya, öyle mi?

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

Avrupa’ya, yakın ve Uzakdoğu’ya dondurma ihraç ediyor, dünyanın sayılı noktalarına şubeler açıp, noktalar belirliyoruz. Demediniz mi?

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

Dondurmalarımız Ahırdağı’nda özel olarak yetiştirilen keçi sütleri ile salep denen orkide bitkisi ile yapılıyor.

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

*

Devam edelim mi? Tamam, ediyoruz!

“Günde bilmem kaç yüz ton dondurma üretiyoruz!” dediniz. Ama satıştaki payımıza bakın, birbirimizi kandırıyoruz. O kadar keçi sütünü ve salebi kim kaybetti de siz buldunuz! Dondurmanın başkentinden, merkezinden 1.100 km. ötelere dondurma sevk ediyor, satış yapıyoruz. İyiyiz iyi öyle mi?

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

Piyasanın, ülkenin ve dünyanın damak zevkine hizmet ediyor, milletin ağzını tatlandırıyoruz dediniz, piyasayı ‘Maraş usulü’ diyen yabancılara kaptırdınız. Hem de kendi şehrinizde!

“Yok öyle değil, kaptırmadık!” mı dediniz!

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

*

Markalarımızla, firmalarımızla elbette gurur duyduk. Şehrimizin tanıtım elçisi onlar. Allah tuttuklarını altın, işlerini rast getirsin!  Ama hepsi iyi güzel de, kendi kendimizle uğraşmaktan, birbirimizle didişmekten, birbirimize çamur atmaktan, birbirimizin ayağını kaydırmaktan, birbirimize nefret diliyle saldırmaktan ne şehrimize sahip çıkabildik, ne dondurmamıza. Haliyle de pazar payını yabancılara kaptırdık, sözüm ona şehir milliyetçisi kesilip, sonra da ‘aman canım, bana ne!’  havalarına girdik. Hadi doğru deyin?

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

*

Tarım Bakanlığı ayıplı iki dondurma firmasına ceza yazdı, deşifre etti. Merdivenaltı dediğimiz imalatların sayısı bir değil ki. Gerçek Maraş dondurmasına, değerli markalara zarar veren bu merdivenaltı üretimi dondurmalar deşifre edildi ne oldu, gidin bakın adamlar yine raflarında, vitrinlerinde, dolaplarında çatır çatır kilosu 20-30 liradan dondurmalarını satarken, kimin gıkı çıkıyor, kim tepki gösteriyor, kim ‘Dondurmamıza bu ihaneti reva görenleri affetmeyiz!’ dedi.

Sibel Can söylüyor; vallahi yalan!

*

Bizim dondurmamız değil, bizim birbirimizle olan didişmelerimiz, hasetlerimiz, kıskançlıklarımız, çekememezliklerimiz; ‘Maraş usulü’

Cenaze bilmezler, düğün dernek tanımazlar, hasta ziyareti nedir anlamazlar, yolda görse selam vermezler, nefret dilini kullanmaktan imtina etmezler, ama şehir milliyetçiliği yalanına, palavrasına gelince, yılana sarılır gibi sarılırlar.

Antep’te olsa, kendi markalarından başka bir markayı barındırmazlar, hele hele yabancıların, başka markaların ‘Antep usulü’ gibi bir etiketi yapıştırmalarına meydan ve izin vermezler!

Verenleri de baldırcan gibi oyarlar vallahi.

*

Özetleyecek olursam, ‘Her dondurma, dondurma değildir!’ diyen şehrin ve dünyanın gerçek markası MADO liderliğini korurken, yine dünyaya açılan kervan@alpedo ve onu takip eden AKDO, markalaşma yolunda emin adımlarla yollarına devam ediyorlar, etmeliler.

Ekonomik nedenlerden ötürü Ferah ya da EDO dondurmaları sıçrama yapabildi mi, hayır!  Ama birkaç gün kadar “Biz bu dondurmaya ömrümüzü verdik!” diyen büyük usta rahmetli Faik İnalbars’ın tavsiyeleri, sektöre kazandırdığı itibarı paylayacağım sizlerle.

Ve… Tatlıya da sıra gelecekti ama yer kalmadı. Başka zamana…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol