banner1483

Uzun yıllar öncesinden ve de aniden aklıma düşen bir yazım idi. Manzara vahim dediysem, kötü giden ekonomiyi, sosyal yaşamı, her geçen gün parçalanan aile kavramını, kindar ve dindar neslin geldiği noktayı, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ruhunun anlamını yitirdiğini kast etmiştim.

*

Demek ki değişen pek bir şey yok, aksine daha beter, daha acıklı günlere yelken açmışız ki, binlerce yazım arasından “omurga” ile ilgili olanı aklıma düşüverdi!

Omurga çok önemlidir; maazallah bir kırıldı mı, bir eğilip-büküldü mü sürüngene dönüşüverirsin! Öylesine yaşamsaldır ki, yokluğu insanda ne vicdan, ne haysiyet, ne gurur, ne de onur bırakır…

Kalem tutan ellerin, doğruyu söyleyen dillerin tutuluverir, bambaşka bir yaratığa evriliverirsin.

*

Maşallah, etrafımız mebzul miktarda omurgasını yitirmiş, iki büklüm muhterem zevattan geçilmiyor… Yalanlar, dolanlar, “cek-caklar”, “şak-şaklar” düğün, çengi halinde.

Milliyet gazetesinde yazdığı dönemlerde, yazılarını keyifle okuduğum ‘olaylar ve insanlar’ köşesinin emektarı, duayeni merhum Hasan Pulur, “İstanbul’un her yerinde lağım yeraltından akar, Babıali’de yer üstünden” diye yazdığında çeyrek asır öncesiydi; peki ya şimdi? Artık pek çok yerde var “Babıali!” Benimkisi yalnızca bir “Ahh” sadece bir hatırlatma!

*

Etrafınızda sürekli renk değiştiren “bukalemunlara” bakın, ne demek istediğimi gayet açık ve net anlayacaksınız!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol