banner1483

Herkesin fikrine, yorumuna hürmetim var. Her yorum, her fikir beyanı, sahibini bağlar. Ancak, ben samimiyetsiz insanların yoğun olduğu şahsım şehrimde, öteden beri kullandığımız veciz sözü (siz isterseniz buna halk arasında kullanılan, çok söylenen değişmez kuralı olarak yorumlayabilirsiniz) hatırlatmak, kullanmak istiyorum izninizle…

Bu milletin ne arkasından gidilir, ne önünden!

Ne zaman sayın Mahir Ünal ile bir köşe yazısı yazsam, gazeteme veya internet siteme haberini koysam, sağdan soldan başlarlar, hem de sıkı AK Partililer… Yemin billah ediyorum…

“Yahu abi, şu adamı gözünde fazla büyütme, şımartma bu kadar!”

En koyu, damarını kessen AK Partiye oy veren, yönetimde dahi görev almış, senelerdir partinin bayrağını taşımış kimselerden bu sözü duyunca, kendimden şüphe etmeye başlıyorum, “Gerçekten sayın Mahir Ünal’ı gözümde fazla mı büyütüyorum!” diye özeleştiri yapmadan da duramıyorum.

*

Duramıyorum ama dün sayın Ünal’a burun kıvıranları, dudak bükenleri, arkasından konuşanları, aleyhte yorum yapanları, ertesi günü yanında, üstelik de salyaları aka aka; “Sayın bakanım, siz bir harikasınız. Siz bir değersiniz. Sizin bu şehre emeğiniz, katkınız, hizmetiniz çok, Allah sizden razı olsun!” diyenleri görünce, sizi temin ederim midem bulanıyor.

Gözlerinize, kulaklarınıza inanamıyorsunuz. Samimi görünen samimiyetsizleri gördükçe, bu iki yüzlülüğe, çifte standarda tanık olunca, siyasetten tiksindiğinizin farkındayım.

Ve O’nunla fotoğraf çektirmek için sıraya girenler, ricada bulunanlar, pişmiş kelle gibi sırıtarak, ağzının suyu akarak yalakalık yarışına girenler, partiye en çok zarar veren güruhtur.

*

Sever veya sevmezsiniz, sizin tercihiniz de, sayın Mahir Ünal bu şehrin evladı. Tamam, kendine özgü siyasi kriterleri var, bunu da saygı ile karşılamak lazım, ki her yiğidin bir yoğurt yiyişinin olduğunu siz de biliyorsunuz, olduğu gibi kabul etseniz, canınız mı çıkar, ölür müsünüz?

Telefonlara çıkmazmış.

Millete tepeden bakarmış! Egosu yüksekmiş! Kibir abidesi imiş! Alakası yok, yarın siyasetten çekildiğinde, kenara konulduğunda, kimsenin kendisine selam vermeyeceğini kendisi de biliyor, ki bunu bizzat söyledi de bendenize. Yani kerametin kendinde değil, koltukta olduğunu ima etmeye çalışarak söyledi bunu.

Bu sadece sayın Ünal’a has bir tutum, düşünce, tavır değil ki. İnsanoğlunun, siyasetin ruhunda, kanında var bu!

Yüzü gülmezmiş! Yoooo! Aslında esprili bir insan. Kahkaha da atar, gülümser de. Ne yani, size yaranmak için pişmiş kelle gibi sırıtsın mı durup dururken! Gülerse, sırıtırsa hoşunuza mı gidecek, mutlu mu olacaksınız; elinize ne geçecek!

*

Bu şehrin sorunlarına sahip çıkıyor mu, önüne bir proje götürdüğünüzde takipçisi oluyor mu, mesele memleket olunca arkadaşları ile birlikte hareket edip, kadim şehrin kanayan yaralarına merhem oluyor mu, ona bakarım!

Kızınızın, oğlunuzun atanması için torpil aramaya giderseniz, bu işlerde yok, biliyorum. Kızar, sinirlenir.

Param yok de, açım de, çaresine bakar! Ama eften püften meseleler için rahatsız edilmesinden hoşlanmaz!

Peki bu tutumu, bu tavrı, bu stratejisi doğru mu, siyasetin özü ile örtüşüyor mu derseniz, hayır derim! Çiftçi bir çocukla muhabbeti sırasında cep telefonu mesele etmesini ben de yadırgadım.

Daha yeni, öğrencilere melemen yaparken, ‘Aaa, sucuk da varmış!’ demesine ben de kızdım! Ne yani, öğrenciler sucuk yemeyecek mi, ‘onu da mı çok gördünüz çocuklara!’ dedim içimden.

Dedim ama yapısı bu, değiştiremezsiniz ki.

Kırk yıllık Kani, olur mu yani?

*

Sayın Ünal’ı herkes gibi zaman zaman ben de eleştirdim. Kırmadan, dökmeden, incitmeden, belden aşağı vurmadan!

Doğru, etik olanı bu. Ünal da bir insan, o da etten kemikten. Onun da duyguları, zaafları olabilir.

Dün olduğu gibi bu gün de partide, genel merkezde, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan yanında ayrı bir yeri olan siyasetçi.

O’nu incitmek, kırmak, ötelemek yerine, siyasi deneyiminden, konumundan, koltuğundan ve siyasetinden yararlanmaya bakmalıyız. Şehrimiz adına…

Bunları istemek, beklemek gözümüzde büyütmek ise, ben de büyüttüm, hadi bakalım!

Şayet sayın Ünal’ı kurşuna dizecekseniz, ilk kurşunu hiç günahı olmayan sıksın!

Cesaretiniz varsa, yüreğiniz elveriyorsa!

Hodri meydan!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol