banner1597

Biz bu seriye devam edeceğiz anlaşılan, kaldı ki kamuoyu da bu başlıktaki yazıları benimsedi, beğendi, takip ediyor sıkı sıkıya.

Tanımadan, bilmeden, görmeden, oturup iki hanek etmeden, bir çay yudumlamadan bir ortamda, bir süre arkadaşlık, dostluk etmeden kişiler hakkında vereceğimiz karar, bizi yanıltır, mahcup duruma düşürür.

Bir süre vardır, o süreç mutlaka yaşanacak. Yaşayacaksın ki, sağlıklı hüküm, kalıcı karar verebilesin.

Evet, bugün anlamak ve anlatmak istediğimiz kişi, AK Partinin sevilen yüzü, beyefendi duruşu, siyasetin akil insanı, İl Başkanı, Av. Muhammet Burak Gül.

Yani eski Baro Başkanı.

*

Seçilmeden önce İl Başkanı meslektaşı, arkadaşı Fırat Görgel’in aynı odayı paylaştığı ortağı idi. İki hukuk adamı ortak, şimdi şehrin geleceğine dair radikal kararlar alıyor, şehrin kaderini belirleme noktasında rasyonel projeleri takip ediyor, hayata geçmesi için gayret gösteriyorlar.

Birine, ya da birilerine, ‘Şehirdeki en beyefendi, en kalender, en tevazu sahibi, nezaket sahibi siyasetçi kim?’ diye sorsanız, size İl Başkanı M. Burak Gül’ü tarif eder, adres gösterirler.

Seçildiğinde, yönetimi oluştururken kendi iradesini, inisiyatifini ortaya koydu mu bilemem, siyasetten anlamasam da kendisine ağabey tavsiyesi, kimsenin gölgesinde kalmadan, gazeteci de olsa çar-çakallara prim vermeden, arka planda durmadan, saygısına diyeceğim yok da, el pençe divan tavrı takınmadan yeri ve zamanı geldiğinde, tabi bu kişilere göre değişecektir, dişini göstermesini, kırbacı eline almasını öneririm rahatlıkla.

Siyasette ve şehirdeki bu algıyı mutlaka yıkmalı.

*

O M. Burak Gül ki Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şehirdeki temsilcisi, siyasetin patronu, partinin horozu. Milletvekilleri bile İl başkanının programı, çizeceği, göstereceği rota istikametinde hareket edecek iken, neredeyse tarihleri, olayları, kişileri özetle programları belirleyen, organize eden başkaları sanki.

O, şehrin bir numaralı ismi, partinin temsilcisi, gücü. Sayın Gül, hiçbir zaman ikinci adam olmayacak.

Olmamalı. Zira ona biçilen sorumluluk, misyon bunu gerektiriyor.

O, siyasetten beslenen biri değil, hiç olmadı, aklından bile geçirecek karakterde hiç değil.

Ne yapıyor, ne düşünüyorsa memleketi için, şehri için, partisi için davası için, kendisine verilen emanete ihanet etmemek için gönül birliği ile el birliği ile arkadaşları ile görevinin hakkını vermeye çalışan birisi.

O, uyumlu, parti ve teşkilat içinde karşılığı olan, şehrin âli çıkarları için her türlü fedakârlığı yapabilecek kadar karakter zengini insan.

*

Eminim ve son kararım; eline kırbacı aldığında kovalayıp, masaya yumruğunu vurduğunda ise hatta kapının önüne koyacak o kadar çok adam bulacak ki, gördüğünde kendisi bile şaşıracak, hayret edecektir.

Yoksa karakterine, ahlakına, dava adamlığına, gönül adamlığına, dostluğuna sonuna kadar kefil olduğum sevgili Gül, yerel siyaset için bir şans, AK Parti için bir fırsat.

O’nun şehrin sorunlarının çözümü noktasında gösterdiği gayreti, Ankara’yı Çarşıbaşı yoluna çevirdiğini, görüşmediği bakan-bakan yardımcısı, genel müdür kalmadığı gibi, sonuç almadan da şehre dönmediğini bilmeyen yok.

*

Kendisinden isteğim ve kamuoyunun beklentisi şu, ikinci adam olma!

Patron sensin, gerekiyorsa eline sopayı al, kapının önüne koyacakları koy, gerekiyorsa sesini yükselt, gerekiyorsa ki gerekmeli de en önde dur!

Duracağın yeri kimse öğretmesin sana!

NOT: Özel rica üzerine Melike Özdemir ile ilgili yazımı şimdilik erteledim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol