Sıcak siyaset, soğuk havayı ısıtırken, kadim şehir diyerek kendimizi avuttuğumuz şahsım memleketinde, isterseniz ülke genelinde hafızlar bakan oldu, milletvekili oldu, belediye başkanı oldu, vali oldu, genel müdür oldu, müsteşar oldu her neyse, hafızalara yer verilmedi.

Ne garip, değil mi?

Bu düşüncemi canlı yayında da ifade ettim. Hep merak etmişimdir, tekstil sektörünün önde gelen isimlerinden Mahmut Arıkan neden milletvekili olamadı?

Sanayiciler arasında hatırı sayılır bir yeri, itibarı varken, sanayicilerin tüm sorunlarına vakıf iken ve o kadar da uğraşmış, emek harcamış iken neden milletvekili olarak meclise gidemediğine hayret eder, bir anlam veremem ve  üzülürüm!

*

Ankara’dan geliyor birisi, ya da gönderiliyor, bizi yönetmeye, siyasete ayar vermeye, toplumu dizayn etmeye çalışıyor akılları sıra ama tutmuyor.

Siz, buz tutmuş göle maya çalarsanız, tutmaz, mayalık yoğurdunuz da boşa gider. Akdeniz bitki örtüsünü getirip Bertiz’e dikerseniz, toprak kabul etmez.

İklim aklınızla dalga geçer!

Yanlış anlaşılmasın, hafızlara sözümüz yok, kafiyeli olsun diye aklıma geldi, yazdım. Eee, sayın Mahmut Arıkan da tekstil sektörünün hafızası idi, harcadınız. O dönem çoluk çocuğu gönderdiniz, neymiş efendim, partinin mutfağından gelmiş, bayrak asmış, yağmurda ıslamış, toz yutmuş!

Vizyoner birisi mi, onu geçeceksin işte, sorma daha iyi.

Yayınlarımda, yazılarımda da kaç kez söyledim, yazdım, herkes birbirinin adamı pozisyonuna yöneliyor. Yine iddialı cümlem, Maraş kimsenin umurunda değil. Bu şehrin yükü ağırmış, birileri taşıyacakMIŞ, falan bu yükü sırtlar, götürürMÜŞ, hikaye…

*

Lafı uzatmadan sadede gelelim. Sayın Mutlu Fettahoğlu’nu bu şehirde tanımayan çıkmaz. Şahsım 35 senedir tanır. Hatırı sayılır işadamı, müteahhit, eski siyasetçi. Ara vermişti, yeniden merhaba dedi, kendini İYİ Parti’de buldu. Sanıyorum 3 Aralık’tı, Dulkadiroğlu ilçe kongresinde konuşmak istedi, düşüncelerini paylaşacaktı, söz verilmedi. Canı sıkıldı.

Verseniz ne olurdu, iki cümle etse itibarınız mı düşerdi. Siz iktidara karşı mücadele verirken, aslında asıl muhalefeti kendi içinizde sürdürürken, partiyi merkeze çekme çabasına bir katkı sunmak için gelen sevgili Fettahoğlu neyinize ağır geldi?

O bir siyasi hafıza. Kazanmak yerine kaybetmeye mi niyetlisiniz yoksa?

*

Prof. Dr. Mehmet Kaya’yı unuttunuz mu yoksa? MHP 21. dönem milletvekili. halen Ankara’da, özel bir hastanede çalışmakta. Sayın Mehmet Kaya, düzgün insan. Kitapları var meslekle ilgili, Dulkadiroğlu Beyliğine dair de.

Bir kere daha milletvekili olup, şehrine hizmet etmek istiyor.

Bu arada, yine Ankara’da olup da bürokraside etkin konumda olan, donanımlı, cevval, milliyetçiliği özümsemiş sayın Zühal Karakoç Dora hanımefendinin de milletvekilliği için adaylığı söz konusu.

Milletvekilliği için il başkanlığını bırakan arkadaşın da niyeti varmış. Öyle diiiler…

*

Ecz. Dr. Bahtiyar Murat Aras denilince akan sular durur. Partinin rüzgârından çok, bireysel esintisi ile fırtınalar yaratabilecek yetenekte, çapta bir siyasetçi, Eczacı Odası Başkanı. Özgül ağırlık desen, karekök desen, hafıza desen, yok yok…

Ama bakıyorum, daha önce de zikrettim, Ankara rüzgârı diye bir şarkı var. Partisinin rüzgarına kapılmış kimileri, kendini potansiyel milletvekili, potansiyel il başkanı yerine koyunca, sayın Murat Aras için söylenecek kelime kalmıyor geriye. Doktora yapmış, ‘Pazarcık Alevileri’ adı altında araştırma eser yazmış, Eczacılar Birliği yönetiminde görev almış başarılı bir sivil toplum kuruluş kanaat önderi, eeeeee…

Geline oyna demişler de, ‘yerim dar’ demiş ya, bu meselede çok yazarım da, yer sıkıntısı var işte, belimizi büken!

*

Gelelim sayın Serdar Erdoğanyımaz’a…

Nereden ve hangi perdeden baksan hukuk adamı, inşaat mühendisi, gazeteci-yazar, yorumcu ve turizm işletmecisi.

Canlı yayın partnerim Neşe Yıldızhan’ın dediği gibi, bir koltukta on karpuz. Marifet, yetenek, hafıza, ne ararsan var.

O gün canlı yayında, ki daha önce de dile getirdiğimiz bir espri vardı, ‘Gurk’un cücüğü güzün sayılır!’ demişti. Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini kast ederek, Başkan sayın hayrettin Güngör’ün çabalarının sonbaharda semeresini vereceğini düşünerek, canlı yayını geçen hafta değil de, Ekim sonu veya Kasım başında yapacaktık. Kısmet olmadı. Geçen hafta gerçekleştirdik.

Gurkun cücüğü güzün sayılır, lafı bir veciz söz. Uyarı mı, mesaj mı, ne derseniz deyin artık! Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini, projelerini, teknik ve sosyal belediyeciliğini konuşmak, tartışmak, beğeni atmak geçen haftaya kalınca, ki yaptıklarının tamamını burada anlatacak değilim, Allah var sayın Erdoğanyılmaz Başkan sayın Güngör’ün hakkını teslim etti, alkışladı, yaptıklarını bir bir anlatırken başarı hikayesi yazanların gönlüne dokundu.

O’nun adına milletvekilliği geçse de gönlümüzden, yok diyor, kabul etmiyordu. Oysa Meclise, temsil noktasında Ankara’da sesimiz olmaya layık kimseydi.

Canı sağ olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol