Biz her fıkrayı, ithaf edilenin yöresine, meşrebine ve mizah yeteneğine göre birilerine mal ederiz. Belden aşağı ise Namık Kemal’e, ya da Karadeniz’in mizah ustası Temel’e, ya da gönül adamı, espri küpü, hazır cevap Nasrettin Hoca’ya…

Bir fıkra okudum gazetede, Temel’den alıp günümüze uyarlamak, siyasilere dokunmak istedim.

Dikkat edin yalnız, burada A, B, C partisi yok. Genel.

Ha, üzerine alınan olursa da gam değil.

*

Bir siyasetçi (ister belediyle başkanı, ister herhangi bir partide görevli, ister teşkilat başkanı, belediye meclis üyesi de olabilir veya ister milletvekili) iki kulağı yanmış bir şekilde hastaneye kaldırılır.

Onun bu halini gören doktor şaşkınlıkla, ‘Nasıl oldu bu iş?’ diye sorar.

Kendini çok uyanık, çok akıllı zanneden siyasetçi; ‘Önemli bir haber bekliyordum. Biliyorsun, ben tanınmış biriyim. Üstelik de evde eşime yardım ederim, ütülerimi de kendim yaparım. Ütü yaparken telefon çaldı, dalgınlıkla kızgın ütüyü kulağıma götürmüşüm!’ diye anlatır.

Doktor da tanıdık bereket versin, yine sorar; ‘Peki, öbür kulağını nasıl yaktın!’

El cevap; ‘Onu da ambulans çağırayım derken…’

Allah akıl fikir versin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol